
Gözaltına Alınma Nedir?
Gözaltına alınma, Cumhuriyet savcısı tarafından verilen ve hakkında gözaltına
hükmedilen kişinin hakim önüne çıkana veya serbest bırakılıncaya kadar, kanuni süre boyunca geçici olarak özgürlüğünün kısıtlandığı bir koruma tedbiridir. Buna yönelik olarak, tutuklama kararının hakim tarafından verilmesi zorunluluk teşkil ederken gözaltı kararına savcılığın hükmettiği bilinmelidir.
Gözaltı Süresi Nedir?
Gözaltı süresi ise esasen, kişinin serbest hareket etme özgürlüğünün devlet tarafından sınırlandığı anda başlamaktadır. Gözaltı süresine dair; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin belirlediği ölçütlerin detaylı incelenmesi gerekmektedir:
1.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
AİHS gözaltı süresi hakkında, şüphelinin hemen bir hakim veya adli görevi yapmaya yetkili makamın karşısına çıkması gerektiğini ifade etmiştir. Bahsedilen ‘’hemen’’ ifadesinin ucu açık olduğundan herhangi belirli bir vakti işaret etmediği ancak şüphelinin bekletilmemesi gerektiğini açıkladığı bilinmelidir.
2.Ceza Muhakemesi Kanunu
CMK madde 91’de gözaltı süresine ilişkin ‘’Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.’’ düzenlemesi yer almaktadır.
3.Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği
Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde gözaltı süresi madde
12’de bu ifadeler ile (CMK’ya benzer şekilde) düzenlenmiştir: ‘’Gözaltı süresi,
yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.’’
Ayrıca suçun toplu suç şeklinde işlenmesi durumunda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu sebebiyle Cumhuriyet savcısı bireysel suçlarda 24 saat olarak belirlenen gözaltı süresini, her defasında bir günü geçmemek koşulu ile üç gün süreyle uzatılmasına karar vermeye yetkilidir. Dolayısıyla, toplu suçlarda 3 kez olmak üzere ek gözaltı kararı ile şüpheli hakkında en fazla toplam 4 gün gözaltına alma işlemi uygulanabilmektedir.
Gözaltına Alınma Sebepleri
CMK 91/2 gereği gözaltına kararı verilebilmesi için 2 şartın bir arada mevcut olması gerekmektedir, bunlar:
- Gözaltı tedbirinin soruşturma yönünden zorunlu olması
- Kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı
Yukarıda listelenen 2 şartın bir arada bulunmadığı hallerde savcılık makamı, gözaltı kararı veremez. Buna binaen savcılık, şüpheliyi davetiye ile ifade veya diğer işlemleri gerçekleştirme amaçlı çağırabilmektedir. Dolayısıyla, şüpheli kendiliğinden gelmediğinde de hakkında zorla getirme kararı alınabilmektedir.
Ergin Olmayanlar (Çocuklar) Hakkında Verilecek Gözaltı Kararı
Ergin olmayanlar yani çocuklar için verilecek gözaltına alma usulü özel olarak
düzenlenmiştir. Bu hususta, çocukların 12 yaşından büyük veya küçük olmaları
şeklinde ayrıma gidildiği görülmektedir.
● Fiil işlendiğinde 12 yaşından küçük çocuklar ve 15 yaşını doldurmamış sağır
ve dilsizler; Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği madde
19’de ifade edildiği üzere, ‘’Suç nedeni ile yakalanamaz ve hiçbir suretle suç
tespitinde kullanılamaz. Kimlik ve suç tespiti amacı ile yakalama yapılabilir.
Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılır. Tespit edilen kimlik ve suç,
mahkeme başkanı veya hâkimi tarafından tedbir kararı alınmasına esas olmak
üzere derhâl Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir.’’
● Fiil işlendiğinde 12 yaşını doldurmuş, ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklar
ise suç sebebi ile yakalanabilirler. Bu çocuklar, yakınları aracılığıyla avukata
haber verilerek derhâl Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilirler; ilgili
soruşturma ise Cumhuriyet başsavcısı veya görevlendireceği Cumhuriyet
savcısı tarafından bizzat yapılır. Bu hususta ilgililer; ceza avukatına, Antalya
ceza avukatına ihtiyaç duyabilmektedir.
Gözaltı Kararına İtiraz Usulü
Cumhuriyet savcısının kararıyla verilen gözaltı veya gözaltının uzatılması işlemi,
özgürlüğü kısıtlaması nedeniyle şüpheli veya şüphelinin bazı yakınlarına itiraz hakkı tanımaktadır. İlgili itiraza binaen CMK madde 91/5, ‘’Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafii veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir. Sulh ceza hâkimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhâl ve nihayet yirmi dört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır. Yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanın yerinde olduğu kanısına varılırsa başvuru reddedilir ya da yakalananın derhâl soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığında hazır
bulundurulmasına karar verilir.’’ düzenlemesini içermektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
1.Gözaltına Alınan Nerede Tutulur?
Gözaltına alınan kişi, polis merkezi veya karakollarda gözaltı işlemi için
nezarethanede tutulmaktadır. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği nezarethaneleri, ‘’Şüpheli veya sanıkların haklarındaki işlemlerin tamamlanıp adlî mercilere sevk edilinceye kadar bekletilmesi amacıyla yapılmış’’ yerler olarak tanımlamıştır.
2.Gözaltına Alınırken Kelepçe Takılır Mı?
Gözaltı sırasında kolluk kuvvetinin, gözaltına alınan kişiye Kelepçe takması zorunluluk teşkil etmemektedir. Buna karşın, şüphelinin kaçacağına dair belirtinin mevcut olması, kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde şüpheliye kelepçe takılabilir (CMK madde 93).
3.Gözaltına Alınan Kişi Yakınlarına Haber Verebilir Mi?
CMK madde 95/1 gereğince şüpheli hakkında verilen gözaltı kararı, Cumhuriyet
Savcısının emriyle birlikte şüphelinin bir yakınına veya belirlediği bir kişiye
gecikmeksizin haber verilmektedir. Ancak hakkında gözaltına hükmedilen kişi
yabancı ise bu durumda; yazılı olarak karşı çıkmaması halinde durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
4.Gözaltına Kararı Adli Sicil Kaydına İşlenir Mi?
Gözaltı kararı, bir koruma tedbiri olması dolayısıyla şüphelinin adli sicil kaydına
(GBT’ye) işlenmemektedir. Bunun sebebi, gözaltına alınan kişinin henüz mahkemede yargılanmaması ve hakkında herhangi bir hüküm verilmemesinden kaynaklanır.
5.Gözaltı Süresi Uzatılabilir Mi?
Bahsedildiği gibi, halihazırda bulunan gözaltına ek olarak gözaltı süresi
uzatılabilmektedir. Gözaltı süresinin uzatılmasının nedeni ise şikayetçi veya
şüphelilerin ifade alımlarında karşılaşılan zorluk, tanıkların dinlenmesi, teşhis, kan veya idrar tahlilleri gibi unsurların elde edilmeye çalışılmasıdır.
6.Gözaltına Alınan Kişinin Hakları Nelerdir?
Gözaltına alınan kişinin aşağıdaki hakları mevcuttur:
a) Yakınlarına haber verme hakkı, (Kişinin gözaltına alındığı ya da gözaltı süresinin uzatılması hali derhal yakınlarına haber verilir.)
b) Avukatı ile görüşme hakkı, (Gözaltına alınan kişinin avukatı ile görüşmesi ve iletişimi kısıtlanamaz ayrıca kişi, avukatı olmaması halinde kendisine barodan bir avukat görevlendirilmesini talep edebilir.)
c) Susma hakkı, (Gözaltı altında bulunan kişi aleyhine bir beyan vermeye yahut ifadeye zorlanamaz, kişi susma hakkına kullanabilir yahut avukatı ile görüşme sağladıktan sonra avukatı ile birlikte ifade vermeyi talep edebilir.)
7.Aynı Suçtan Dolayı Tekrar Gözaltına Alınabilir Mi?
Gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hakiminin gözaltı kararını kaldırması halinde serbest bırakılan kişiye; yeterli delil olmadığı ve Cumhuriyet savcısının kararı bulunmadığı sürece, aynı suçtan dolayı tekrardan yakalama (gözaltı) işlemi uygulanmamaktadır.
8.Haksız Yere Gözaltına Alındım, Tazminat Alabilir Miyim?
Gözaltına alınma bir koruma tedbiri olduğundan tutukluluk gibi haksız bir şekilde bu koruma tedbirinin uygulanması yani gözaltına alınması halinde ilgilinin, tazminat talebi ile tazminat komisyonuna başvurma hakkı mevcuttur. Tazminat talebi esasen devlete, hazineye karşı tazminat komisyonuna yapılmaktadır. Buna göre gözaltına alınan kişinin haksız koruma tedbiri nedeniyle tazminat alabilmesinin şartları şöyledir:
a) Kişi hakkında Resmi olarak verilmiş bir gözaltı kararı olmalıdır.
b) Kişinin gözaltına alınmasına sebep olan suç iddiası ile ilgili olarak kesinleşmiş bir kovuşturmaya yer olmadığı ya da beraat kararı mevcut olmalıdır.
c) Başvurucunun süresi içerisinde yani Kyok yahut beraat kararının tebliğinden
itibaren üç ay her halde izleyen bir yıl içinde tazminat komisyonuna başvurması
gerekmektedir.
9.Haksız Gözaltı Nedeniyle Ne Kadar Tazminat Alabilirim?
Haksız gözaltı nedeniyle kişilik hakkı zedelenen kişi, hazineden bu sebeple hem
maddi hem manevi tazminat talep etme hakkına sahip olmaktadır. Buna ilişkin
tazminat miktarlarında sabit bir miktar olmamakla birlikte uygulamada maddi
tazminat için kişinin haksız olarak gözaltında kaldığı her gün için günlük kazancı olan miktar, çalışmıyor olması halinde asgari ücret üzerinden hesaplanacak ve günlük kazanç miktarı dikkate alınarak değerlendirme yapılacak, manevi tazminat yönünden ise her olay kişi üzerinde oluşturduğu etki ayrı olarak değerlendirilerek bir tazminat takdir edilecektir. Buna binaen Anayasa Mahkemesi’nin 2025 yılı için uygun gördüğü miktar haksız olarak gözaltında kalınacak her gün için 3.330 TL şeklindedir. (AYM 2021/51671 Başvuru Numaralı, 22.01.2025 Tarihli kararı.)
10.Gözaltında Kötü Muamele Halinde Tazminat Davası Açılabilir Mi?
Kolluk kuvvetlerinin gözaltındaki şüpheliye karşı gerçekleştirdikleri kötü muamele veya işkence sonucunda, gözaltındaki kişinin tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. İlgili tazminat isteminin, asliye hukuk mahkemelerinin yetki alanına girdiği bilinmektedir.
Gözaltına Alınmaya İlişkin Bazı Yargıtay Kararları
- ‘’Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan, kovuşturma aşamasında
kendisinin seçtiği bir müdafiisi bulunmadığı gibi CMK’nın 156. maddesi
uyarınca da resen müdafii görevlendirilmeyen sanığa, Anayasanın 36 ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK’nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafi hazır
bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK 150/3,
188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı,
sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle CMK’nın 302/2. maddesi
uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019
tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE…’’ (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 03.03.2020 Tarihli, 2020/118 Esas, 2020/1649 Karar nolu karar) - ‘’Somut olayda ifadesinin tespit edilip serbest bırakılması amacıyla hakkında Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yakalama emri çıkarılan …’in yakalanmasından ifadesinin alınıp serbest bırakılıncaya kadar gözaltında bulunduğunun kabulünün gerekmesi karşısında gözaltındayken kaçan kişiyi yakalamak amacıyla kovalayan güvenlik görevlisinin kolundan tutarak engelleyen sanığın eyleminin TCK.nun 294/1-3. maddesinde düzenlenen “cebir kullanmak suretiyle kaçmaya imkan sağlama” suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 28.02.2019 Tarihli, 2019/118 Esas, 2019/2908 Karar nolu karar)
- ‘’Hırsızlık suçundan Cumhuriyet savcısı tarafından gözaltı kararı verilen
sanığın kolluk görevlilerin gözetimi sırasında kaçması şeklinde gerçekleşen
somut olayda, sanığın gözaltına alınan şüpheli konumunda bulunması
karşısında, TCK’nın 292/1. maddesinde suçun failine ilişkin olarak öngörülen hükümlü veya tutuklu olma koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, … Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 13.05.2015 Tarihli, 2014/9305 Esas, 2015/10387 Karar nolu karar) - ‘’Tazminat davasına dayanak teşkil eden Gölbaşı (Ankara) Asliye Ceza
Mahkemesinin ceza dava dosyasında davacı hakkında mahkumiyet hükmü
verilmiş olsa bile, davacı hakkında çıkartılan yakalama kararının mahkemece kaldırılmasına rağmen sistem kayıtlarının kapatılmaması veya düzeltilememesi nedeniyle, tahliye edilmesinden itibaren müteaddit defalar yakalanmak suretiyle aynı mağduriyeti yaşamıştır. Davacının talebi konusunda bir karar verilebilmesi için, yapılacak araştırma; yakalanan davacının hangi yakalama kararı dayanak gösterilerek yakalandığını ve/veya gözaltına alındığını saptamaktan ibaret olup, talebinin tazminat istemine dayanak oluşturan ceza davasının sonucuyla verilecek hükümle veyahut verilen hükmün kesinleşmesi ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı hakkında 09.05.2011 – 17.01.2012 tarihleri arasında toplamda 6 defa gerçekleşen yakalama ve 3 defa
gerçekleşen gözaltı işlemlerinin hukuka aykırı olduğu belirlenip yargılamaya devamla tazminat talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden “ tutuklamaya konu dosyanın henüz kesinleşmediği gibi davacının beraatiyle de sonuçlanmadığı, dolayısıyla tazminat koşullarının oluşmadığı” şeklindeki yetersiz gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 28.01.2014 Tarihli, 2013/24713 Esas, 2014/1778 Karar nolu karar) - ‘’Türk Ceza Kanununun 109. maddesinde suç olarak düzenlenen mağdurların bir yere gitme veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediklerinin tüm dosya içeriğinden anlaşılması ve dosyada yer alan … İlçe Emniyet Amirliğinin 20.09.2007 günlü, 666 sayılı cevabi yazısında da mağdurların olay tarihinde herhangi bir adli veya idari soruşturmayla ilgili olarak polis merkezine davet edilmedikleri, kabahat yönünden soruşturma başlatılmadığı ve para cezası uygulanmadığı, 11.07.2004 tarihinden bu yana tutulmakta olan nezarethane defterinde mağdurların kaydının olmadığının bildirilmesi karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz
önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin
unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan,
sanıklar müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve
kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA…’’ (Yargıtay 14. Ceza
Dairesi, 15.05.2013 Tarihli, 2011/15412 Esas, 2013/6043 Karar nolu karar)
Views: 31