ATATÜRK’E HAKARET SUÇU VE CEZASI

Atatürk’e Hakaret Suçu Nedir?

Hakaret suçlarının genellikle yaşayan insanlara yönelik işlenmesine karşın, ölen
kişinin hatırasına hakaret etmenin de suç teşkil ettiği görülmektedir. Ancak Atatürk’e karşı işlenen suçlar özel olarak, 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanununda düzenlenmiş ve bu sayede onun hatırası korunmaya çalışılmıştır.
Atatürk’e hakaret suçu; Mustafa Kemal Atatürk aleyhine hakaret veya sövme amacı taşıyan ve söz, yazı veya çeşitli şekillerde işlenebilen bir suçtur. Bu suç niteliği gereği genel kast ile işlenebilmekte ve failin hakaret veya sövme teşkil eden hareketi yapması suçun varlığı için yeterli olmaktadır. Ek olarak, Atatürk’e hakaret eyleminin suç sayılabilmesi için alenen işlenmiş olması gerektiği bilinmelidir.

Atatürk’e Hakaret Suçunun Cezası

Atatürk’e hakaret suçunun cezası, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunu madde 1/1’de aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
‘’Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Buna göre, Atatürk’e hakaret veya sövme eylemini alenen gerçekleştiren fail, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alabilecektir. Bu suçun internet ortamında (Twitter, Facebook, Instagram, Youtube vs.) işlenmesi durumunda da fail, aynı kanun hükmüne tabi olacaktır.

Atatürk Heykeli, Büstü ve Abideleri veya Kabrini Tahrip Etme

Atatürk aleyhine işlenen suçlar, bahsedilen kanunda 2 farklı suç tipi olarak yer
almaktadır. Bunlardan ilki yukarıda açıklandığı gibi Atatürk’e hakaret veya sövme; diğeri ise Atatürk heykeli, büstü ve abideleri veya kabrini tahrip etme, kırma, bozma veya kirletme suçudur. İkinci suç tipi, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunu madde 1/2 ’de yer almaktadır:

‘’Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Kanun hükmünün devamında ise ilgili maddede yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kişilerin de asıl fail gibi cezalandırılacağı, herhangi bir indirime gidilmeyeceği ifade edilmiştir.

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlarda Nitelikli Haller

Atatürk aleyhine işlenen suçlarda nitelikli haller yani cezayı artıran durumlar, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunu madde 2’de aşağıda alıntılandığı gibi açıklanmıştır:

‘’Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu
suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.’’

a. İki veya Daha Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi

Bahsedildiği üzere Atatürk aleyhine işlenen suçun, 2 veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda faillerin cezasında yarı oranda artırıma gidilmektedir.

b. Umumi veya Umuma Açık İşlenmesi

Bu nitelikli halde Atatürk’e karşı işlenen suçun, umumi veya umuma açık bir alanda (örneğin cami, okul, toplu taşıma) işlenmesi halinde faillerin cezası yarı oranda artırılmaktadır.

c. Basın Vasıtasıyla İşlenmesi

Atatürk aleyhine işlenen suçların basın yoluyla (televizyon, gazete, dergi vs.)
işlenmesi durumunda da failin cezası yarı oranda artırılır.

d. Zor Kullanarak İşlenmesi

Atatürk aleyhine işlenen suçların; fail tarafından zor kullanılarak veya bu suretle işlenmesine teşebbüs edilerek işlenmesi halinde ise verilecek cezada bir misli artırım olmaktadır.

e. Zincirleme Suç Olarak İşlenmesi

Atatürk’e hakaret suçunun zincirleme suç olarak işlenmesi halinde, cezada 1/4 ile 3/4 arasında bir miktarla artırıma gidilir.

Atatürk’e Hakaret Suçunda Yargılama Usulü

Atatürk aleyhine işlenen suçlarda yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesi iken görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Bu hususta taraflar, ilgili davayı takip edecek ceza avukatına, Antalya ceza avukatına ihtiyaç duyabilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

1.Atatürk’e Hakaret Suçu Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?

Adli para cezası; bir yaptırım türü olmakla birlikte, işlenmiş bir suça karşılık hapis cezasıyla beraber veya tek başına uygulanabilmektedir. Buna göre Atatürk aleyhine işlenen suçlarda, hükmedilen hapis cezasının 1 yıl veya altında olması koşulu ile adli para cezasına çevrilebilir.

2.Atatürk’e Hakaret Suçu Faili Hakkında Hükmün Açıklanmasının
Geriye Bırakılması (HAGB) Kararı Verilebilir Mi?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı esasen, sanık hakkında verilen cezanın belirli bir denetim süresi içerisinde hüküm ve sonuç doğurmamasını sağlayan karardır. Hakkında HAGB kararı verilen sanık, ilgili denetim süresi içerisinde belirli koşulları yerine getirir ise verilen ceza ortadan kaldırılmakta ve dolayısıyla dava düşmektedir.
Buna binaen, Atatürk aleyhine işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezasının 1 yıl veya altında olması durumunda HAGB kararı verilebilmektedir.

3.Atatürk’e Hakaret Suçunun Şikayet Süresi Nedir?

Atatürk aleyhine işlenen suçların tamamı, savcılık makamı tarafından resen
soruşturulduğundan şikayete bağlı değildir. İlgili suç; zamanaşımı süresini geçmemek şartıyla gerçekleştirilen ihbar veya şikayetin, savcılığa ulaşması ile soruşturulabilir.

4.Atatürk’e Hakaret Suçunda Zamanaşımı Nasıldır?

Atatürk aleyhine işlenen suçlarda belirlenen olağan zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Dolayısıyla bu suçun, suçun gerçekleşmesi üzerinden başlayarak 8 yıl içerisinde
soruşturulması mümkün olmasına karşın; zamanaşımı süresinin dolması durumunda soruşturulması yapılamamaktadır.

Atatürk’e Hakaret Suçuna İlişkin Bazı Yargıtay Kararları

  1. ‘’Sanığın kaba sövme niteliğindeki sözleri nedeniyle açılan dava 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kabul edilemeyeceğinden; dosyanın 6352 sayılı Kanunun geçici 2/1. maddesi uyarınca hükmü veren mahkemeye gönderilmeyip incelenmesi gerektiği anlaşılmakla, Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK”nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşarak bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, sanık hakkında teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek üst sınıra yakın cezaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 12.11.2015 Tarihli, 2015/1293 Esas, 2015/4057 Karar nolu karar)
  2. ‘’1- Sanığın hükümlü olarak bulunduğu cezaevinde, yönetimce hükümlülerin ortak kullandığı alana bırakılan kitaplardan Atatürk”ün resimlerinin bulunduğu sayfaları yırtarak çöpe atmak şeklindeki eyleminde atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Uygulamaya göre de; 2- Hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanığın aynı Kanunun 53/1-c maddesinde yazılı haklardan şartla tahliyesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’’ (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 07.10.2015 Tarihli, 2015/3689 Esas, 2015/3032 Karar nolu karar)
  3. Sanık hakkında, adli sicil kaydında yer alan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karar için 5271 sayılı CMK”nın 231/11 maddesi uyarınca mahkemesine yerinde ihbarda bulunulması olanaklı kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK”nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirlere uyulmaması halinde yapılacak uygulama düzenlenmiş olup, infaz aşamasında seçenek yaptırım olan adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca uygulama yapılacağı gözetilmeden infazı da kısıtlar biçimde TCK’nın 50/6. maddesi gereğince ihtarat yapılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeple BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 11.11.2015 Tarihli, 2015/4083 Esas, 2015/3879 Karar nolu karar)
  4. ‘’Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 16.09.2014 olarak değiştirilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir. Sanığın paylaşımları herkese açık olan ve herkes tarafından görüntülenen… uzantılı facebook sosyal paylaşım sitesinde Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili, T.C. çapulçu … kullanıcı isimli şahıs tarafından yapılan “ATamın hiç bir cumayı kaçırmadığını, Dolmabahçe sarayında tek başına kıldığını biliyor muydunuz?” şeklindeki yorumu ile … kullanıcı isimli şahıs tarafından yapılan ” her pazar muhakkak günah çıkarırdı desen daha çok inanırdık, çünkü cumalar sarayda değil camiide tek başına değil cemaat ile kılınır” şeklindeki yorumu ve hür-davalı genç kullanıcı isimli şahıs tarafından “Atatürk”e atılan en büyük iftira ona Müslüman denilmesidir. Allah ıslah etsin bunları, yaw çok güldüm” şeklindeki yorumları paylaştığı, yorumların bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ağır eleştiri sınırını aşarak Mustafa Kemal Atatürk”ün onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyuta ulaştığı, böylece sanığa atılı suçun sübuta ulaştığı gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi yasaya aykırı bulunduğundan hükmün BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 12.10.2015 Tarihli, 2015/4079 Esas, 2015/3235 Karar nolu karar)
  5. ‘’27.04.2007 tarihinde köprü ayağına afiş asmak isteyen sanıkların, afiş asmak için izinleri olup olmadığını soran müşteki polis memurlarına küfürler edip hakaret ettikleri, Atatürk”ün hatırasına hakaret ettikleri, polis memurları … ve …”ı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıkları 27.04.2007 tarihli tutanak ve adli muayene raporları ile sabit olması karşısında, polis memuru müşteki…”in olayın üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtikten sonra 16.06.2008 tarihinde mahkemede alınan beyanında hatırladığı kadarını anlatması neticesinde tutanakla kısmen çelişen beyanlarının hükme esas alınıp, sanıkların sübut bulan eylemlerinden mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Sanık …”nin görevi yaptırmamak için direnme suçu hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde; a- Sanık …”nin birden fazla kamu görevlisine karşı “görevi yaptırmamak için direnme” suçunu işlediği adli muayene raporları ile sabit olmasına göre, tayin olunan cezasından TCK 43/2-1. maddeleri uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, b- 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebileceği de gözetilerek hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA…’’ (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 22.02.2016 Tarihli, 2015/1018 Esas, 2016/1837 Karar nolu karar)

Views: 24

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir