ZİMMET SUÇU

Tanım

Zimmet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmın “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümünde 247. Maddede yer almaktadır.

İlgili maddeye göre suç, kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesidir.

Madde 247- (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.

Zimmet Suçu Şikâyete Tabii Midir?

Zimmet suçu, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlardan olduğu için şikâyete tabii değildir. Re ’sen soruşturulup kovuşturulabilir.

Zimmet Suçu Uzlaştırmaya Tabii Midir?

Zimmet suçu, uzlaştırmaya tabii suçlar arasında yer almamaktadır.

Zimmet Suçu Taksirle İşlenebilir Mi?

Zimmet suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenebilecek bir suç değildir.

Suçun Basit Hali

TCK.m.247’ye göre,

“Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Daha Çok Cezayı Gerektiren Haller

Suç, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılır (TCK.m.247/2).

Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

  1. Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir (TCK.m.247/3).
  2. Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir (TCK.m.249).

Etkin Pişmanlık

Zimmet suçuyla ilgili etkin pişmanlık hükümleri TCK’nın 248. Maddesinde düzenlenmiştir.

Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.

Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.

Teşebbüs

Zimmet suçu teşebbüse elverişli bir suçtur. Zimmete geçirilen para, mal ya da kıymetli evrak değil de bunun dışındaki bir malsa, suçun tamamlanması için bu malların failin egemenlik alanlarına sokulması şart olduğundan, eğer ki, failin malı egemenlik alanına sokması elinde olmayan sebeplerle engelleniyorsa burada suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilebilir.[1]

Denetim Görevinin İhmali Suretiyle Zimmet Suçu

Zimmet suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur (TCK.m.251/1).

Denetim görevini ihmal ederek, zimmet suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK.m.251/2).

Zimmet Suçunun Tabii Olduğu İnfaz Rejimi

TCK’nın 247. Maddesinde belirtildiği üzere zimmet suçunun işlenmesi halinde hapis cezası verilmesi öngörülmüştür. Zimmet suçunun ceza miktarı sebebiyle adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Ceza Muhakemeleri Kanununun 231. Maddesine göre, “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.”

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

d) Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi gerekir.

Zimmet suçunda HAGB uygulanabilmesi için belirli ceza indirimi hallerinin uygulanması gerekir. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 01/08/2023 tarihli kararı ile HAGB düzenlemesinin iptal edilmiş olup, bu düzenleme 01/08/2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Yürürlük tarihine kadar HAGB hükümlerinin koşullarının olması halinde uygulanabilir ancak yürürlük tarihinden (01/08/2024) itibaren HAGB uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Yargılama esnasında işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir (TCK.m.51). Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.

Erteleme kararı verilebilmesi için kişinin,

  1. Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
  2. Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir.

Zimmet suçunun temel haliyle cezanın ertelenmesi kurumu uygulanamamaktadır. Ancak birtakım indirim halleri mevcutsa ilgili koşullar oluştuğu takdirde cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.

İlgili Yargıtay Kararları

“4389 sayılı ve 5411 sayılı Kanunlarda Türk Ceza Kanununun aksine normal zimmet veya kullanma zimmeti gibi zimmet ayrımı yapılmamış olup, gerçekleşen her zimmet fiili suç oluşturacağından, sanığın dosyada mevcut kanuni soruşturma raporu ve mudi …’in beyanlarına göre adı geçen mudi hesabından mudinin bilgisi dışında para çekip tekrar hesaba yatırdığı anlaşılmakla;

a-Mudinin hesap kartonu getirtilerek, zimmetin, banka içi kayıtların olağan bir denetimi, araştırma ve karşılaştırılması suretiyle kesin bir biçimde ortaya çıkarılabilecek durumda olması halinde basit olarak nitelendirilmesi mümkün olup ayrıca;

Tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;

Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet;

Mudinin yanıltılarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet;

Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylemin nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı hususları da değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (Yargıtay 7. Ceza Dairesi         2012/28265 E., 2013/15410 K.)

“Hükme esas alınan 02.02.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, sanığın … adına katılan bankadaki havuz hesabına yatırılan istimlak bedelinden zimmetine geçirdiği toplam 44.584 TL’nin 27.530 TL’lik kısmını 7 adet sahte imzalı fişle zimmetine geçirdiği ve fişler üzerindeki imzaların mudinin imzalarına benzetilmeye çalışılması nedeniyle bu işlemlerin nitelikli zimmet kabul edildiği anlaşılmış ise de; dekontlar üzerinde Dairemizce yapılan harici gözlemde dekontlardaki imzaların …’un mukayese imzalarına açık olarak benzemediği bu itibarla aldatma niteliğine haiz olmayan işlemlerin basit zimmet kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,

Sanığın … adına katılan bankadaki havuz hesabına yatırılan istimlak bedelinden 06.12.2007 tarih … nolu sahte imzalı fişle 8.332 TL zimmetine geçirmesine dair işlemin incelenmesinde, hükme esas alınan 02.02.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dekont üzerindeki imzanın …’ın mukayese imzalarına benzemesi nedeniyle eylemin nitelikli zimmet olarak kabul edildiği anlaşılmış ise de Dairemizce yapılan harici gözlemde dekonttaki imzanın …’ın mukayese imzalarına açık olarak benzemediği bu itibarla aldatma niteliğine haiz olmayan işlemin basit zimmet kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,

Sanığın … adına katılan bankadaki havuz hesabına yatırılan istimlak bedelini 08.01.2008 tarih … nolu sahte imzalı fişle 9.804,60 TL zimmetine geçirmesine dair işlemin incelenmesinde; hükme esas alınan 02.02.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dekont üzerindeki imzanın …’nun mukayese imzalarına benzemesi nedeniyle eylemin nitelikli zimmet olarak kabul edildiği anlaşılmış ise de Dairemizce yapılan harici gözlemde dekonttaki imzanın …’nun mukayese imzalarına açık olarak benzemediği bu itibarla aldatma niteliğine haiz olmayan işlemin basit zimmet kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,

Sanığın … ‘nun kredi hesabından 19.02.2007 tarihinde 9.575 TL , 05.12.2007 tarihinde ise 5.000 TL zimmetine geçirmesine dair işlem dekontlarının incelenmesinde; mudiye söz konusu fişler üzerindeki imzaların kendisine ait olup olmadığı ve imzalar kendisine ait ise sanığa boş imzalı fişleri ne amaçla verdiği açıklattırılıp sonucuna göre eylemin niteliği belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Sanığın …’nun kredi hesabından 05.03.2007 tarihinde … nolu fişle çektiği 2.250 TL ve … nolu fişle çektiği 250 TL ‘lik işlemlerle ilgili olarak Adli Tıp Kurumu’nun 26.10.2011 tarihli raporunda mudinin mukayeseye esas imzaları bulunmadığından dekontlar üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığının anlaşılması karşısında; adı geçen mudiye ait imza örnekleri ile imza kartonetlerinin mahkemece getirtilerek, imzaların aidiyetinin ve aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, denetime imkan verecek şekilde tutanağa geçirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken , hükme esas alınan 02.02.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dekontlar üzerindeki imzaların mudinin imzalarına benzetilmeye çalışıldığı kabul edilerek eylemlerin nitelikli zimmet kabul edilmesi ve yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması,

Sanığın …’ın kredi hesabından 19.04.2007 tarihinde … nolu fişle çektiği 1000 TL’lik işlemin işlem dekontlarının incelenmesinde; dekont aslının bulunamadığı, fotokopisi bulunan dekontun Adli Tıp Kurumu’na gönderilememesi nedeniyle üzerinde imza incelemesi yaptırılamadığı belirtilmesine ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre fotokopi dekontun nitelikli zimmet suçuna esas alınamayacağı gözetilmeden, hükme esas alınan 02.02.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda tediye fişi üzerindeki sahteciliğin çıplak gözle rahatlıkla farkedilebilir durumda olduğu belirtildikten sonra bu kanaatle çelişecek şekilde” imzanın hakiki imzaya benzetilmeye çalışılarak atılmış olması ” nedeniyle eylemin nitelikli zimmet kabul edilmesi,

Sanığın … kredi hesabından 29.11.2007 tarihinde … nolu fişle çektiği 11.535 TL’lik işlemde dekont üzerinde mudi imzası bulunmaması nedeniyle eylemin aldatıcılık niteliği olmayıp basit zimmet olarak kabul edilmesi gerekirken bu işlemin de nitelikli zimmet miktarına dahil edilmesi,

Sanığın … kredi hesabından 24.03.2008 tarihinde … nolu fişle çektiği 2.975 TL’lik işlemde dekont üzerinde mudi imzası bulunmaması nedeniyle eylemin aldatıcılık niteliği olmayıp basit zimmet olarak kabul edilmesi gerekirken bu işlemin de nitelikli zimmet miktarına dahil edilmesi,

Sanığın … kredi hesabından 01.05.2008 tarihinde … nolu fişle çektiği 9.700 TL’lik işlemde dekont üzerinde mudi imzası bulunmaması nedeniyle eylemin aldatıcılık niteliği olmayıp basit zimmet olarak kabul edilmesi gerekirken bu işlemin de nitelikli zimmet miktarına dahil edilmesi,

Sanığın …’ün hesabından 30.11.2007 tarihinde gerçekleştirdiği 4.100 TL tutarındaki zimmetle ilgili olarak dekontun şubede bulunmaması nedeniyle eylemin aldatıcılık niteliği olmayıp basit zimmet olarak kabul edilmesi gerekirken bu işlemin de nitelikli zimmet miktarına dahil edilmesi,

Kabule göre ise;

Sanık hakkında 5411 sayılı Kanunun 160/2. madde ve fıkrası uyarınca ceza tertip edilirken önce gün para cezası miktarının belirlenip adli para cezasına çevrilmesi, TCK.nun 43/1. ve TCK’nun 62/1. maddesi uyarınca gerekli artırım ve indirim maddeleri uygulandıktan sonra hükmolunacak adli para cezası miktarının nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen zarar miktarının üç katına çıkartılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,

Adli para cezasının tayini yönünden; 5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinde yer alan; “.. ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz.” şeklindeki yasal düzenleme uyarınca, üç katı uygulamasında; nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen zarar miktarı dikkate alınacağından katılan bankanın 05/01/2009 tarih ve 15/2 sayılı cevabi yazısında sanık tarafından 38.058,10 YTL ‘lik ödeme yapılmış olduğu gözetilerek mahkemece toplam zimmet miktarı olan 344.470,78 TL’ nin 104.926,50 TL’ lik kısmının nitelikli zimmet miktarı olduğu kabul edildiği gözetilerek , nitelikli zimmet miktarı olan 104.926,50 TL den sanığın bankaya ödemiş olduğu 38.058,10 YTL’ nin mahsubu ile nitelikli zimmet suçu yönünden bankanın zararı olan 66.868,40 TL nin 3 katı olan 200.605 TL ‘nin temel adli para cezası olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanığın kısmen ödemiş olduğu 38.058,10 YTL’ nin mahsubu yapılmadan nitelikli zimmet miktarı olan 104.926,50 TL ‘nin 3 katı olan 314.779 TL ‘nin temel adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla adli para cezası tayini,

5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinin 2.cümlesinde yer alan; “… Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur.” şeklindeki yasal düzenleme gereğince; mahkemece toplam zimmet miktarı olan 344.470,78 TL’den 4.450,00 TL tutarında iade düşüldükten sonra, sanığın uhdesinde kalan ve … zararına dönüşen toplam 340.020,28 TL’den katılan … yazısında sanığın ödediği belirtilen toplam 38.058.10 YTL ‘nin mahsubu yapıldıktan sonra kalan 301.962,18 TL’nin … zararı olarak kabul edilmesi ve miktarın sanığa ödettirilmesine, nispi harç ile katılan lehine avukatlık ücretinin takdirinde de 301.962,18 TL üzerinden hesaplamalar yapılması gerektiği gözetilmeden sanığın ödediği belirtilen 38.058.10 YTL’nin mahsubu yapılmadan yazılı şekilde sanığın fazla miktarda … zararı ödemesine ve sanık aleyhine fazla miktarda nispi avukatlık ücretine ve nispi harca hükmedilmiş olması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” (Yargıtay 7. Ceza Dairesi         2018/18008 E., 2019/33821 K.)


[1] ÖZBEK, Veli Özer; DOĞAN, Koray; BACAKSIZ, Pınar; MERAKLI, Serkan; BAŞBÜYÜK, İsa; Pratik Çalışma Kitabı Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınları, 18. Baskı, s.271.

Views: 7