Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu

Tanım

Uyuşturucu madde kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmın “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde 191 vd. maddelerde yer almaktadır.

Madde 191- (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.

(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.

(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;

a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,

b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,

c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.

(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.

(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

(8) Bu Kanunun;

a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,

b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.

(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.

(10) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu madde kullanmak seçimlik ve bağlı hareketle işlenebilecek bir suçtur. Bu eylemlerin TCK’nın 191’inci maddesine göre suç teşkil edebilmesi için kullanma amacına yönelik olması gerekmektedir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Şikâyete ve Uzlaştırmaya Tabii Midir?

Uyuşturucu madde kullanma suçu, şikâyete tabii değildir. Re ’sen soruşturulup kovuşturulabilir. Ayrıca uyuşturucu madde kullanma suçu uzlaştırmaya tabii suçlar arasında da DEĞİLDİR.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Taksirle İşlenebilir Mi?

Bu suç failin bilerek ve isteyerek işleyebileceği bir suçtur. Taksirle işlenebilmesi mümkün değildir.

Suçun Basit Hali

TCK.m.191’e göre,

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Daha Çok Cezayı Gerektiren Haller

TCK.m.191/10’a göre,

Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

TCK’da bu suç için daha az cezayı gerektiren bir hal düzenlenmemiştir.

Etkin Pişmanlık

TCK. m.192’de bu suç için etkin pişmanlık hükümleri yer almaktadır:

“(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.”

Teşebbüs

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçu teşebbüse elverişli bir suç değildir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun Tabii Olduğu İnfaz Rejimi

TCK’nın 191. Maddesinde belirtildiği üzere uyuşturucu madde kullanma suçunun işlenmesi halinde hapis cezasına hükmedilmiştir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

d) Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi gerekir.

HAGB kararı verilebilmesi için hükmedilen ceza hapis cezası ise 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalıdır. Ancak TCK m.191/9’a göre ceza süresi önemli olmaksızın HAGB verilebilir.

“Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.”

Bir suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir (TCK.m.51). Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.

Erteleme kararı verilebilmesi için kişinin,

  1. Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
  2. Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir.

Bu suça ilişkin erteleme hükümleri yine TCK. m.191’de düzenlenmiştir:

“(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.

(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.

(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;

a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,

b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,

c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,

hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.

(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.

(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

(8) Bu Kanunun;

a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,

b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma,

suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.

(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.”

İlgili Yargıtay Kararları

“5271 sayılı CMK’nın 288.ve 294.maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289.maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile temyiz dilekçesinde;

Sanık müdafiilerinin; “suç tarihi ve temin edilen maddenin ne olduğu konularında kesin bir tespitin olmadığını, kamera görüntüleri ile tanık ifadeleri arasında çelişki bulunduğunu, çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak karar verilemeyeceğini, suç tarihinin 05.05.2017 olmasına karşın kan ve doku örneklerinin 08.05.2017 tarihinde alındığını,aradaki zaman zarfında tanıkların yeniden uyuşturucu madde kullanmalarının mümkün olduğunu,mahkeme kararının yeterli ve nitelikli delile dayanmadığını” ve “İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesi kararının hukuka aykırı olduğunu” belirtmeleri karşısında, temyiz isteminin CMK’nın 294/2.maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede,

1-Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, yaşları küçük tanıklar … ve …’ye uyuşturucu madde sattığına ilişkin, tanık…’in, diğer tanıklar …’ın beyanlarıyla tam olarak örtüşmeyen beyanı dışında kuşku sınırlarını aşan mahkumiyetine yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,

2-Kabule göre de;

a)Tanıklar … ve …’nin 08.05.2015 tarihinde alınan biyolojik örneklerinde sentetik kannabinoid cinsinden uyuşturucu maddeye rastlanmış ise de; dosya içindeki tanıkların kaldığı Çocuk Eğitim ve Destek Merkezinde görevli öğretmen Özgür Keskinkılıç tarafından düzenlenen 07.05.2017 tarihli tutanak ve aynı tarihli adli muayene raporlarından tanık…’in 07.05.2017 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullanması nedeniyle hastaneye götürüldüğü, biyolojik örneklerin ise 08.05.2017 tarihinde alındığı,sanığın tanıklara verdiği kabul olunan uyuşturucu maddenin niteliğinin kesin şekilde tespit edilememesi nedeniyle sentetik kannabinoid olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 188/4-a maddesinin uygulanması,

b) Sanığın uyuşturucu madde sattığı iddia ve kabul olunan tanıklar … ve …’nin nüfus kayıtlarının dosya içerisine konulması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 188/3.maddesinin 2.cümlesinin uygulanması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları ve duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesi’nin 18.05.2018 tarihli, 2017/3783 esas ve 2018/846 karar sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2.maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozmanın niteliğine göre sanığın salıverilmesine, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/5035 E., 2018/4568 K., 24.10.2018)

“1-Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:

Olay tarihinde sanıkların şikayetçi …’nın evine, şikayetçinin oğlu olan temyiz dışı sanık …’ın bilgi ve rızası dahilinde girdikten sonra evde uyuşturucu madde kullanmalarının konut dokunulmazlığını ihlal etme suçunu oluşturduğu iddiası ile sanıkların, şikayetçinin evine aynı evde ikamet eden ve suç tarihinde 15 yaşından büyük olan Anılcan’ın geçerli rızası ile girdikleri ve kaldıkları, daha sonra birlikte uyuşturucu madde kullandıkları anlaşılmakla, sanıkların konut dokunulmazlığı ihlal etme kastı ile hareket etmedikleri anlaşıldığından unsurları itibariyle oluşmayan konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA,

2-Sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:

Sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemedikleri belirlendikten sonra;

a) Sanıklar hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değiller ise, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,

b) Sanıklar bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 16.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.” (Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/1875 E., 2020/571 K., 16.01.2020)

Views: 2