Parada sahtecilik suçu TCK 197. Maddede tanımlanmış bir suçtur.
Madde-197;
(1) Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Sahte parayı bilerek kabul eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği parayı bu niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İlgili maddeler doğrultusunda bu suçun işleniş biçimi üçe ayrılmıştır ve her biri için ayrı ayrı cezalar uygun görülmüştür. Sahte parayı ülkeye sokmak, nakletmek, muhafaza etmek veya tedavüle koymak şeklinde işlenebilen suç sahte parayı kabul etmek veya eline geçen sahte parayı tedavüle koymak şeklinde işlenmektedir.
Suçun soruşturulması
Parada sahtecilik suçu takibi şikayete bağlı bir suç değildir. Bu suç cumhuriyet savcısı tarafından resen takip edilecek suçlar kapsamındadır. Bu nedenle herhangi bir süreye de tabii değildir. Dava zamanaşımı süresi içerisinde soruşturulması mümkündür. TCK madde 197/1 fıkrasına göre yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıl, TCK madde 197/2-3 fıkraları gereği yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Uzlaşmaya tabiilik
Parada sahtecilik suçu uzlaşmaya tabii bir suç tipi değildir.
Suçun manevi unsuru
Parada sahtecilik suçu kanundaki tipikliği dolayısıyla taksirle işlenebilmesi mümkün olan bir suç değildir. Zira bu suç tipinde failin paranın sahte olduğunu bilmesi ve bu bilgi dahilinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu nedenle parada sahtecilik suçunun genel kast aranmaktadır ve ancak bu şekilde suçun oluşması mümkündür.
Etkin pişmanlık
Madde 201;
(1) Sahte olarak para veya kıymetli damga üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para veya kıymetli damgaları tedavüle koymadan ve resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli damgaların üretildiği veya saklandığı yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli damgaların ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Sahte para veya kıymetli damga üretiminde kullanılan alet ve malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan, devreden, satın alan, kabul eden veya muhafaza eden kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve bu malzemenin üretildiği veya saklandığı yerleri ilgili makama haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve bu malzemenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Etkin pişmanlık kurumunun temelini oluşturan henüz resmi makamlar tarafından haber alınmadan pişman olunması gerekliliği bu suç için de geçerlidir. Sahte paranın tedavüle koyulmasından önce veya sahte paranın üretimi için kullanılan araç gereçlerin yerini resmi makamlara bildirerek suç unsurları ve faillerin yakalanmasını sağlayan kişi hakkında cezaya hükmolunmayacağı kanunda belirtilmiştir.
YARGITAY KARARLARI
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/12916 Karar: 2018/199 Tarih: 11.01.2018
TCK 197. Madde
Parada Sahtecilik Suçu
Parada sahtecilik suçundan sanık …‘nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesi delaleti ile 197/1 ve 52/2…3. maddeleri gereğince 3 yıl hapis ve 6.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2013 tarihli ve 2012/203 esas, 2013/131 sayılı;
Parada sahtecilik suçundan sanık …‘nun, 5237 sayılı Kanun’un 197/1 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/06/2013 tarihli ve 2012/459 esas, 2013/202 sayılı;
Parada sahtecilik suçundan sanık …‘nun, 5237 sayılı Kanun’un 197/1 ve 52/1…2. maddeleri gereğince 3 yıl 6 ay hapis ve 10.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/38 esas, 2013/215 sayılı kararlarını kapsayan dosyaları ile ilgili olarak;
Sanık hakkında 09.07.2012 tarihinde işlediği aynı suçtan Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca 01.10.2012 tarihli ve 2012/6795 soruşturma, 2012/2401 esas ve 2012/157 sayılı iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı, parada sahtecilik suçlarının kesintisiz suçlardan olduğu, iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesintinin oluştuğu, sanığın mükerrer cezalandırılmasının önlenmesi bakımından iddianamesi daha önce düzenlenen Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 tarihli ve 2012/203 esas, 2013/131 karar sayılı dosyası üzerinde birleştirme işlemi yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde her üç dosyadan ayrı ayrı sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.11.2016 gün ve 2016/1936 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13.12.2016 gün ve KYB/2016…395001 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/14148 Karar: 2017/8066 Tarih: 06.06.2017
TCK 197. Madde
Parada Sahtecilik Suçu
1- ) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 Sayılı TCK’nin 86/2. maddesi uyarınca kasten yaralama suçu uzlaşma kapsamında ise de, 5271 Sayılı CMK’nin 253/3. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında olmayan sahte parayı tedavüle koyma suçu ile birlikte işlenmesi sebebiyle, tebliğnamenin kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne dair bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 Sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı ONANMASINA,
2- ) Sanık hakkında sahteliğini bilmeden kabul ettiği parayı sahte olduğunu bilerek tedavüle koyma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- ) Parada sahtecilik suçundan hüküm kurulurken, sanığın eyleminin 5237 Sayılı TCK’nin 197/1. maddesi kapsamında sahte parayı tedavüle koyma suçunu oluşturabileceği, bu sebeple delillerin değerlendirilmesinin Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine girdiği gözetilmeksizin, görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
b- ) Kabule göre; Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 Sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle, 6723 Sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 Sayılı Kanun’un 8/1 maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 Sayılı 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 326/ son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/10425 Esas 2017/5981 Karar
Parada Sahtecilik Suçu
TCK 197. Madde
Oluş ve dosya kapsamına göre; 27/06/2013 günü Elazığ ilinde tanık F.’ye ait kuyumcu dükkanına suça konu 140 adet çeyrek 34 adet yarım altını satmak isterken yakalanan ve beraat eden sanık İ.Y.’nin, Osmaniye’de kuyumculuk yapan sanıklardan 140 adet çeyrek ve 34 adet yarım altın aldığını ve bu çeyrek altınların bir kısmını Ankara’da bozdurduğunu belirtmesine karşın ele geçen sahte altın miktarının da 140 adet çeyrek ve 34 adet yarım altın olması, sanıkların iş yerinden alınma tarihi ile satım arasında geçen 10 günlük süre ile sanığın farklı illerde altın alım-satım işiyle uğraşıyor olması da dikkate alındığında; ele geçen altınların sanıklara ait iş yerinden alınan altınlar olup olmadığı hususunda yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanıkların beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
Views: 110