İCRA MEMURU MUAMELESİ ŞİKAYETİ

İcra İflas Kanunu Madde 16
Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas
dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı
her zaman şikayet olunabilir.

Bu kanun icra memurlarının hukuka aykırı davranışlarının denetlenebilmesi adına şikayet yolunu açma maksadıyla hukukumuzda bulunmaktadır. Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere icra memurlarının kanuna muhalif veya hadiseye uygun olmayan hareketlerde bulunması halinde işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet edilebilir. Eğer ki bir hak kaybına veya hakkın sürüncemede bırakılmasına sebep olunursa böyle bir süre söz konusu değildir ve her zaman şikayetçi olunabilir.

Şikayetin Konusu
İcra iflas daireleri tarafından yapılan bütün işlemler şikayetin konusunu oluşturur. Bir malın haczedilmesi, satılması, borçlu olan kişiye tebligat gönderilmesi gibi işlemler icra dairelerince yapılan işlemlerdir ve bu talepler karşılığında icra ve iflas dairelerinin tutumu şikayete konu edilebilir.

Kimler Şikayette Bulunabilir?
Şikayette bulunan kişinin takipten bir hukuki yararı bulunmaktadır. Buna göre alacaklı, borçlu veya takipten etkilenecek 3. Kişinin şikayet yoluna başvurabilmesi mümkündür. Bahsi geçen 3. Kişiler de işlemin iptalinden veyahut değiştirilmesinden hukuki yarar sağlayan kimselerdir.

Şikayet Halinde İcra Mahkemesinin Yargılama Usulü

Şikayet ivedi işlerdendir ve bu nedenle de basit yargılama usulüne tabiidir.

İİK madde 18/3 -Aksine hüküm bulunmayan hâllerde icra
mahkemesi, şikâyet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma
yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan işlerde icra mahkemesi, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk hâlinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir. Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere mahkemenin duruşmalı veya duruşmasız şekilde karar verme yetkisi bulunmaktadır. Gerek görülmediği takdirde dosya üzerinden de yargılama yapılabilir. Şikayet olunanın yokluğunda da karar verilebilmesi mümkündür.

Şikayet Üzerine Yapılacak Muameleler

İİK Madde 17 – Şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya
bozulur, yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur. Mahkemenin şikayeti kabul ettiği durumlarda şikayet konusu bozulur ya da düzeltilir ayrıca yapılmayan işlerin de yapılması emrolunur.

İcra Müdürü Kararından Dönebilir mi ?

İcra müdürünün şikayet süresi içerisinde kararından dönmesi mümkündür
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2019/5556
Dava, icra memurunun muamelesini şikayete ilişkindir. Olayda, alacaklının emekli ikramiyesinin haczine ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, 07.4.2017 tarihli kararla, alacaklının, borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı belirtilerek şikayete konu kararın verilmesi, icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği ilkesine aykırıdır şeklinde bir hüküm vermiştir.

Şikayet Süresi
Yazımızda daha önce de belirttiğimiz üzere icra memur muamelesi şikayet süresi eylemin çğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Lakin birtakım istisnaları bulunmaktadır.

1-Hakkın yerine getirilmemesi veya sürüncemede bırakılması durumunda şikayet herhangi bir süreye tabii değildir şikayet istenildiği zaman yapılabilir.

2- Kamu düzenine aykırı işlemler için de herhangi bir süre söz konusu değildir ve her zaman şikayette bulunulabilir.
Süre işlemin tebliğinden itibaren değil öğrenilmesinden sonra başlar, dolayısıyla misalen uyap portal üzerinden şikayet edilmek istenen bir icra işlemi söz konusu olduğunda 7 günlük sürenin bu sistemden görülmesinden itibaren başlayacaktır.

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2011/11811 K. 2011/30041 T. 22.12.2011

“İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar(İİK.nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır:

1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir(m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.

2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş “amir hükümlere” aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir(Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku -1988 Baskı cilt :1 sh:94 – HGK 22.01.2003 tarih, 2003/12-17 E. 2003/29 K.). Somut olayda, alacaklı Viyabank Ltd. vekili tarafından limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 nolu icra emrinin borçlu Nedim Benaroy’a 27.01.2008 tarihinde tebliği üzerine, adı geçenin yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 06.02.2008 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, icra emrine konu edilen ipotek belgesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğini, cari hesap veya kredi ilişkisine dayanmadığını, icra emrine konu edilemeyeceğini ve ipotek limitini aşan tüm ferilerin iptali gerektiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece teminat ipoteğinin cari hesap veya kredi ilişkisine dayanmadığı, bu durumda genel mahkemede dava açılıp alacak miktarı belirlenmeden icra takibine konu edilemeyeceği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. İpotek limitinin aşılması dışında ileri sürülen şikayet nedenleri yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca 7 günlük süreye tabidir. O halde mahkemece, ipotek limitinin aşıldığı hususu dışındaki istemlerin süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir . Öte yandan; ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen azami meblağ ipoteği (üst sınır ipoteği) borcun ulaşacağı miktarı belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. Bu durumda, ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan fer’ilerden olaşan toplam borç miktarının bu limiti aşması mümkün değildir. Takibe konu yapılan akit tablolarının incelenmesinde ipoteklerin limit ipoteği şeklinde yapıldığı görülmüştür. Borçlu limiti aşar bir biçimde yapılan takibe karşı çıkmış olduğundan limiti aşar şekilde ipotekli takip yapılması Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğundan, mahkemece yukarıda belirtilen konular doğrultusunda inceleme yapılarak takipte istenilen miktarın limit ipoteğini aşıp aşmadığının tespitiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA)

Görevli Mahkeme
İcra memuru muamelesi şikayeti için başvurulması gereken mahkeme işlemin yapıldığı yer icra mahkemesidir. Bu mahkemenin kesin yetkiyle yetkilendirilmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 29.03.2021 T., 2021/2581 E. , 2021/3664 K

“Somut olayda, davacı borçlu şirket yetkilisi tarafından 15.01.2019 tarihinde icra dosyasından fotokopi talebinde bulunulduğu, bu tarih itibarıyla şikayetçinin haciz işleminden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda 07.02.2019 tarihinde yapılan şikayet başvurusu yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi ve alacaklının süre tutum ile istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.03.2021 T., 2017/360 E. 2021/264 K.

“İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.07.2014 tarihli ihtiyatî haciz kararı 14.07.2014 tarihinde infaz edilmiş olup, icra müdürü borçlu vekilinin talebi üzerine 14.07.2014 tarihli haczin hatalı olduğu düşüncesi ile önceki kararından dönerek 24.07.2014 tarihinde haczin fekkine karar vermiştir. Bu karar icra memurunun kendi kararından dönemeyeceği kuralına aykırı olduğu gibi, 02.07.2014 tarihli ihtiyatî tedbir kararı, ihtiyatî hacizleri kapsamadığı için ihtiyatî haczin infazında yasal engel olmadığından da isabetli değildir.

Views: 110