REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, TCK’nın Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu TCK’nın 104.maddesinde şöyle tanımlanmıştır: Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Şikayete Bağlılık Durumu


Bu suç takibi şikayete bağlı suçlardandır. Burada şikayet hakkına sahip olan kişi 15 yaşını tamamlamış ve cinsel ilişkide bulunulmuş çocuktur. Mağdur şikayet hakkını fiili ve faili bildiği veya öğrendiği günden itibaren 6 ay içinde kullanabilir. Kanun maddesinde nitelikli hal olarak sayılan durumlarda soruşturma ve kovuşturma re’sen yapılır, şikayet şartı aranmaz.

Uzlaştırma Müessesesi


Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda uzlaşma yapılamaz. Bu suç bir kamu suçudur ve mağdurun rızası da olsa işlenmesi suçtur. Bu nedenle, bu suçta uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

Suçun Kast ve Taksir Durumu


Bu suç sadece kasten işlenebilir. Kast hem cinsel ilişkiye hem de mağdurun yaşına yöneliktir. Failin, cinsel ilişki yaşadığı kişinin yaşının 18’den küçük olduğunu bilmesi gerekir. Bilmiyorsa yani kişinin 19 yaşında olduğunu zannediyorsa failin ceza sorumluluğu olup olmadığı hata hükümlerine göre belirlenir.

Y. 14. CD Esas:2011/8556 – Karar:2013/810, Tarih:30.01.2013
…15-18 yaş arasında bulunan sanığın, henüz 15 yaşını bitirmesine az süre kalan mağdure ile kaçtığı ve rızaya dayalı ilişkisinin gerçekleştiği, akabinde de resmî evliliğin vûku bulup, müşterek çocuk sahibi oldukları ve halen de evliliğin devam ettiği olayda, aynı yargılamada hakkında beraat kararı verilen sanığın babası M.. A..’ın soruşturma safhasında Cumhuriyet Başsavcılığından alınan 24.03.2008 tarihli beyanında mağdureyi 15-16 yaşlarında olarak bildiğini söylemesi, Adli Tıp raporlarında da bazen hormonal gelişim ve beslenme nedeniyle kemik yaş ve görünümünün farklı olacağının belirtilmesi karşısında, sanık hakkında TCK.nın 30. maddesi hükümlerine göre hata halinin mevcut olup olmadığının tespiti için mağdurenin suç tarihi itibarıyla görünüm olarak 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılıp anlaşılamayacağı, içinde bulundukları sosyal ve kültürel durumları da dikkate alınarak sanığın, mağdurenin yaşı konusunda hataya düşmesinin mümkün olup olmadığı araştırılarak mahkemenin dosyadaki tüm verilerle birlikte kendi gözlemini de tespit edip, gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından önemli husus mağdurun ilişkiye geçerli bir rızasının olup olmadığı yani hilenin var olup olmadığıdır. Burada bahsedilmek istenen hile, mağdurun rızasını ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır. Örneğin “sonsuza kadar birlikte olacağız”, “seni asla bırakmayacağım”, “seni seviyorum” gibi cümleler Yargıtayca mağdurun özgür iradesini ortadan kaldıracak nitelikte bir hile olarak kabul edilmemektedir.

Suça Etki Eden Nitelikli Haller


Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda cezayı ağırlaştırıcı iki nitelikli hal bulunmaktadır:

1-Suçun, mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Görüldüğü üzere bu düzenleme ile kanun koyucu, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun birinci fıkrasında “iki yıldan beş yıla kadar” hapis cezası öngörürken bu düzenleme ile “on yıldan onbeş yıla kadar” hapis cezası öngörmüştür. Mağdur çocuk ile aralarında evlenme yasağı bulunan kimse bakımından bu düzenleme cezayı ağırlatıcı bir nitelikli haldir.

2- Suçun failinin, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Suça Teşebbüs


Failin teşebbüs açısından cezai sorumluluğu TCK m.35’e göre belirlenir.
TCK m.35: (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Ancak burada gönüllü vazgeçme üzerinde durmak gerekmektedir. Fail icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçerse örneğin cinsel ilişki öncesi hareketleri gerçekleştirmiş ancak cinsel birleşmeden vazgeçmişse bu durumda TCK m.36 hükmüne göre hareket edilir. TCK m.36 gönüllü vazgeçme hükmünü düzenlemiştir. Buna göre fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.

Y. 14. CD Esas:2011/9207 – Karar:2013/2448, Tarih:11.03.2013
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık …’ın yapılan yargılaması sonunda; eylemin reşit olmayanla cinsel ilişkiye teşebbüs suçunu oluşturduğunun kabulü ile bu suçtan mahkûmiyetine dair Ünye Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.09.2008 gün ve 2008/139 Esas, 2008/177 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi katılan vekili ve sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, mağdureyle cinsel ilişkiye girmek isteyen sanığın, mağdurenin acı duyduğunu söylemesi ve istememesi üzerine ilişkiden gönüllü olarak vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, sevişme şeklindeki cinsel ilişki içermeyen, cinsel nitelikteki eylemlerin mağdurenin yaşı ve rızası dikkate alındığında suç teşkil etmeyeceği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık hakkında verilen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İnfaz Rejimi


Reşit olmayanla cinsel ilişkide suçun şiddetine bağlı olarak farklı cezalar uygulanır. Örneğin, reşit olmayan bir kişi ile cinsel ilişkiye giren bir kişiye hapis cezası verilirken, aynı suçu tekrarlayan bir kişiye daha sert cezalar uygulanabilir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda cezalar 1 yıldan az olmaması nedeniyle adli para cezasına tek başına hükmedilmemektedir.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasının 2 yıldan fazla ceza gerektiren suçlarda uygulanamaması sebebiyle basit hali dışında uygulaması yoktur.


Örnek Yargıtay Kararları

Sanıklar haklarında reşit olmayanla cinsel ilişki, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup temyiz yeteneğinin bulunmaması ve mahallinde bu hususta yapılan itirazın da Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.10.2015 günlü, 2015/865 D. İş sayılı kararıyla reddedilip, ayrıca kovuşturma evresinde ifadelerinin alındığı tarihlerde on beş yaşından büyük olan mağdurelerin olay nedeniyle sanıklardan şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, aynı suçlardan verilen düşme kararlarıyla ilgili olarak ta yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekillerin hükümleri temyize hakları bulunmadığından, vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 04.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/3869 E. , 2019/10603 K.)

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, beraati ve sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, mala zarar verme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen beraat kararları ile reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA, 11.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/5697 E. , 2016/6991 K.)

Sanık müdafiisinin temyizinin kapsamına göre, temyize konu edilen reşit olmayanla cinsel ilişki ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin istinaf talebinin reddi kararlarına yönelik olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/10/2018 tarih ve 2018/77568 sayılı tebliğnamesinde görüş bulunmadığı,
Anlaşıldığından, katılan … vekili ve sanık müdafiisinin temyiz davaları hakkında şimdilik bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA ve dosyanın incelenmeksizin reşit olmayanla cinsel ilişki ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin istinaf talebinin reddi kararlarına yönelik sanık müdafiisinin temyizi ile ilgili ek tebliğname düzenlenmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GERİ GÖNDERİLMESİNE, 31/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/7146 E. , 2018/13899 K.)

Views: 26