ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Genel olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesi, maddi olanağı bulunan kişilerin özellikle yaşlılık ve hastalık dönemlerinde kendilerine bakacak ve gözetecek aynı zamanda yakın ilgi gösterecek kimselere ihtiyaç duymaları nedenleriyle yaptıkları sözleşmelerdir. Bu sözleşmede bir kişi (bakım alacaklısı) malvarlığı değerini başka birine devretmeyi üstlenir. Diğer kişi ise bakım alacaklısının ölümüne kadar ona bakma, ihtiyaçlarını karşılama ve gözetme borcu üstlenir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun 611. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 611- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ NASIL YAPILIR?
Türk Borçlar Kanununun 612. maddesinde sözleşmenin “miras sözleşmesi” şeklinde yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu madde sözleşmenin geçerlilik şartıdır. Ancak bu durumun bir istisnası bulunmaktadır. Eğer sözleşme devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterli olmaktadır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli tarafından düzenlenmelidir. Sözleşmenin düzenlenmesi esnasında iki tanığın da hazır bulunması gerekmektedir. Uygulamada ölünceye kadar bakma sözleşmesi, genellikle noterler tarafından resmi şekilde düzenlenmektedir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN ŞARTLARI
-Sözleşmenin karşılıklı olarak anlaşma ile yapılması: Sözleşme karşılıklı olarak anlaşmayla yapılmalı, her iki tarafın iradesi bulunmalıdır.
-Tarafların yetkili olması: Yasal olarak hem bakım alacaklısı hem de bakım borçlusu sözleşme yapmaya yetkili kişiler olmalıdır.
-Şahitlerin bulunması: Sözleşmenin yapılışı resmi bir vasiyetname şeklindedir. Dolayısıyla iki tanık sözleşmeyi hazırlayan resmi memurun önünde hazır bulunurlar, sözleşmenin doğru şekilde yapılmasına tanıklık ederler ve imzalarını atarlar.
-Malların bakım alacaklısına ait olması: Sözleşmeye konu olan mallar bakım alacaklısına ait olmalıdır. Üçüncü kişilere ait mallar bu sözleşme kapsamında kullanılamaz. Taşınmazlar üzerindeki haklar bu sözleşmeyle devredilemez.
-Tarafların aynı evde yaşaması
-Sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesi
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN TARAFLARI
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tarafları bakım alacaklısı ve bakım borçlusudur. Taraflar ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmalı, kısıtlı olmamalıdır.
SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ
Sözleşmeden dönme: Türk Borçlar Kanunu m.616’ya göre, bakım borçlusu ile bakım alacaklısı arasındaki yükümlülükler hususunda büyük oranda dengesizlik bulunması ve sözleşme gereğince daha fazla kazanç elde eden tarafın bunun bağışlama olduğunu ispat edememesi halinde, bu dengesizliği fark eden tarafın her zaman sözleşmeyi sona erdirme bildiriminde bulunma hakkı vardır. Dengesizlik sebebiyle yapılan fesih bildiriminden 6 ay sonra, sözleşme geçmişe etkili olarak sona erer.
Türk Borçlar Kanunu m.617’de ise önel verilmeksizin fesih düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; sözleşmeyle doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı uygulanamaz hale gelmişse veya önemli bazı sebeplerin varlığı sözleşmenin devamını imkansız kılmaktaysa taraflardan her biri önel vermeksizin sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanarak önel verilmeksizin feshedilmişse kusurlu taraf, aldığı şeyi kusursuz tarafa geri verir ve kusursuz tarafın bu yüzden uğramış olduğu zararlardan ötürü zarara uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.
Bakım borçlusunun ölümü: Bakım borçlusunun ölmesi halinde bakım alacaklısı, bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu durumda bakım alacaklısı, bakım borçlusunun iflası hâlinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından isteyebilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNDE TENKİS DAVASI
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi sebebiyle bakım alacaklısının mirasçıları, mirastaki saklı paylarının tehlikeye girdiğini düşünerek tenkis davası açabilirler. Bakım alacaklısının tek malvarlığı bir arabaysa ve bakım alacaklısı bakım borçlusuna bu arabayı devrediyorsa mirasçılar tenkis davası açarak mirastaki saklı paylarını korumaya alabilirler.
GÖREVLİ-YETKİLİ MAHKEME
Kanunda yer alan düzenlemeye göre görevli ve yetkili mahkeme, ölünceye kadar bakma sözleşmesinde devri kararlaştırılan taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’ dir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNDE MUVAZAA
Muvazaa, tarafların asıl iradelerinin farklı olmasına karşılık görünüşte farklı işlem yapmalarıdır. Miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak için muvaazaya başvurması sık karşılaşılan bir durumdur. Eğer miras bırakan mirasçılarından mal kaçırmak niyetindeyse ölünceye kadar bakma sözleşmesi adı altında, aslında ortada bir bakım borcu olmamasına rağmen mallarını bir üçüncü kişiye muvazaalı işlemle devretmektedir. Mirasçılar, bu işlemin kendilerinden mal kaçırmak amacıyla yapıldığını iddia ederlerse muris muvaazası davası açarak taşınmazın tapu kaydının iptalini ve kendi adlarına tescilini isteyebilirler.
ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
- Hukuk Dairesi 2016/13864 E. , 2019/6362 K.
“İçtihat Metni”
Talep eden tarafından, 13/01/2016 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma sözleşmesinin açılıp okunması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespitine dair verilen 25/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bakım borçlusu tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Talep, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin açılıp okunmasına ilişkindir.
…Noterliğinin 13.01.2016 tarihli yazılarıyla, muris …’nın 14.12.2015’te vefat ettiğini, murisin ölünceye kadar bakma sözleşmesinin bulunduğunu, Noterlik Kanununun 69/2. maddesi gereğince yazı ekinde gönderildiği belirtilmiştir.
Mahkemece,… Mahallesi, 495 hanede nüfusa kayıtlı … dan olma 17.03.1923 doğumlu …’nın 14.12.2015 tarihinde vefat ettiği, sağlığında … Noterliğinin 28/08/2012 tarih 6554 yevmiye No’lu ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu taşınmazı ölmeden önce …’ya devrettiği anlaşıldığından ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, bakım borçlusu temyiz etmiştir.
Noterlik Kanununun 69. maddesinde; “Noterler açık veya kapalı olarak verilen vasiyetnameleri saklarlar ve buna dair bir tutanak düzenlerler. Gerek bu suretle saklanan vasiyetnameleri, gerek noter tarafından düzenlenen sair ölüme bağlı tasarrufları yapanların ölümü halinde bilgi verilmesi için, durumu bunların kayıtlı oldukları nüfus dairelerine yazı ile bildirirler. Noterler, nüfus idaresi tarafından ölüm ihbarı veya resmi bir belge ile ispatı halinde, yetkili sulh hakimine verilmek üzere, dairelerinde saklı bulunan vasiyetnamelerin ve noterlikçe düzenlenmiş ölüme bağlı tasarruf senetlerinin onaylı örneklerini Cumhuriyet savcılığına tevdi eder.” hükmü yer almaktadır.
Vasiyet; bir kimsenin hukuki hüküm ve etkisi ölümünden sonraya etkili olmak üzere mallarında yasanın koyduğu sınırlar içerisinde karşılıksız tasarrufta bulunmasıdır. Vasiyetname; vasiyet tasarruflarını içeren ve yasada gösterilen biçimlere uyularak yapılan ve vasiyetçi tarafından ölünceye kadar dönülebilen yazılı irade beyanıdır. Ölüme bağlı tasarruf; vasiyet ve miras mukavelesi gibi, gerçek kişilerin hukuki etki ve hükümlerini ölümlerinden sonra doğuran hukuki işlemleridir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ise sözleşmecilerden birinin ötekine, ölünceye değin bakma ve kendisini görüp gözetme koşuluyla bir malvarlığını veya bir takım mallarını intikal ettirmesi borcunu doğuran sözleşmedir. Yani, ölünceye kadar bakma sözleşmesi sağlar arası ve çift taraflı borç yükleyen bir sözleşme olup, etkisini ölüme bağlı tasarruf gibi ölümden sonra değil imzalanmasıyla birlikte gösterir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, ölüme bağlı bir tasarruf değildir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince, mahkemece …Noterliğinin ölünceye kadar bakma sözleşmesinin okunması talebinin reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
- Hukuk Dairesi 2007/1263 E., 2007/1380 K.
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ
“İçtihat Metni”
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delillerinin sorulup celbedilmesi, varsa ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ibrazı istenip dosya ikmal edildikten sonra keşif yapılması, keşifte ibraz edildiği takdirde ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile satış senedi uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın satışı, varsa bakıp gözetme sözleşmesi, sözleşmenin davalıya yüklediği mükellefiyetlerin yerine getirilip getirilmediği, taşınmazın teslimi ve kullanımı hususunda ayrıntılı bilgi alınması, tespite aykırı sonuca varıldığından tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı İbrahim tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli parsel ile ilgili taraflar arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi olmadığı, ancak ölünceye kadar bakma vaadi karşılığında dava konusu parselin davalıya verildiği, davalının annesine 1,5 yıl kadar baktığı, davalı Osman’ın davacı Fatma’dan 31.10.2002 tarihli satış senedi ile satın aldığı yeri kendi parseli ile birleştirdiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Davalının dayandığı 31.10.2002 tarihli satış senedi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde öngörülen şartları taşımadığı ve geçerli bir senet olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı Fatma, taşınmazı oğlu davalı Osman’ın kendisine ölünceye kadar bakıp gözetmesi karşılığı bu satış senedinin düzenlendiğini beyan etmiş, dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları da bu hususu doğrulamışlar, ancak davalının annesine ölünceye kadar bakıp gözetme şartını yerine getirmediğini bildirmişlerdir. Bu durumda şartlı hibe anlaşmasında şart gerçekleşmemiştir. O halde fen bilirkişisinin 15.12.2006 tarihli krokili raporunda davalı Osman’ın davacı annesi Fatma’dan satın aldığı belirtilen (G) harfi ile gösterilen 953.27 metrekarelik kısmın taşınmazdan ifraz edilerek davacı Fatma mirasçıları adlarına miras payları oranında tesciline, krokide (F) harfi ile gösterilen kısmın ise davalı Osman adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 19.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Views: 24