TAŞIMA SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ SORUMLULUĞU

Taşıma sözleşmeleri, uluslararası ticarette mal taşımacılığı için yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler, malın taşınması sırasında ortaya çıkabilecek risklerin ve sorumlulukların belirlenmesi için kullanılır . Yani bu sözleşmeler, satıcının ve alıcının hak ve yükümlülüklerini belirler ve taşımacılık işleminin nasıl gerçekleşeceğine ilişkin ayrıntıları düzenler.

Taşıma sözleşmelerinde taşıyıcının sorumluluğu, yükün güvenli bir şekilde taşınması, teslim edilmesi ve alıcısına ulaştırılması ile ilgilidir. Bu sorumluluk, yükün doğru şekilde paketlenmesi, taşınması ve teslim edilmesiyle ilgili tüm aşamaları kapsar. Taşıyıcının yükü zamanında ve hasarsız bir şekilde teslim etmesi için gereken tüm önlemleri alması gerekmektedir.

Kara taşımacılığı alanında, taşıma sözleşmelerinde taşıyıcının sorumluluğu, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) gibi kanunlarla düzenlenmektedir.

Taşıma sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 958-977. maddelerinde düzenlenmektedir. Bu maddeler, taşıma sözleşmelerine ilişkin genel hükümleri düzenlemektedir.

TBK’nın,

  1. maddesi, taşıma sözleşmelerinin tanımını yapmaktadır. Buna göre, taşıma sözleşmesi, bir tarafın bir malı başka bir yere taşıması karşılığında diğer tarafın ödeme yapmayı kabul ettiği sözleşmedir.
  2. maddede, taşıyıcının sözleşmeden doğan yükümlülükleri düzenlenmektedir. Taşıyıcının, sözleşmeye uygun şekilde malı taşıması, gerekli belgeleri hazırlaması, taşıma sırasında malın güvenliğini sağlaması ve sözleşme süresince malı teslim etmesi gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.
  3. maddede, yük sahibinin sözleşmeden doğan yükümlülükleri düzenlenmektedir. Yük sahibinin, malı taşıyıcıya teslim etmesi, gerekli belgeleri hazırlaması, taşıma sırasında malın doğru bir şekilde paketlenmesi ve ambalajlanması gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.

TBK 471 de ise, taşıyıcının sorumluluğunu daha detaylı bir şekilde ele almaktadır. Bu kanuna göre, taşıyıcının yükü teslim alması sırasında yaptığı hatalardan veya ihmallerden kaynaklanan hasarlardan sorumlu olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, taşıyıcının yükü zamanında teslim etmemesi veya yükün kaybolması durumunda da tazminat ödemesi gerekmektedir.

Taşıma sözleşmeleri, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 772-781. maddelerinde düzenlenmektedir. Bu maddeler, taşıma sözleşmelerine ilişkin genel hükümleri düzenlemektedir.

TTK’nın,

  1. maddesi, taşıma sözleşmelerinin tanımını yapmaktadır. Buna göre, taşıma sözleşmesi, bir tarafın bir malı başka bir yere taşıması karşılığında diğer tarafın ödeme yapmayı kabul ettiği sözleşmedir.
  2. maddede, taşıyıcının yükümlülükleri düzenlenmektedir. Taşıyıcının, sözleşmeye uygun şekilde malı taşıması, gerekli belgeleri hazırlaması, taşıma sırasında malın güvenliğini sağlaması ve sözleşme süresince malı teslim etmesi gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.
  3. maddede, yük sahibinin yükümlülükleri düzenlenmektedir. Yük sahibinin, malı taşıyıcıya teslim etmesi, gerekli belgeleri hazırlaması, taşıma sırasında malın doğru bir şekilde paketlenmesi ve ambalajlanması gibi yükümlülükleri bulunmaktadır. TTK 880 de taşıyıcının yükü teslim etmesi sırasında oluşabilecek hasarlardan sorumlu olduğunu belirtir. Bu kanun, taşıma sözleşmesinde taşıyıcının sorumluluğunu, yükün teslim edilmesi sırasındaki hasarlardan dolayı tazminat ödemeyi içerecek şekilde düzenlemiştir.

MADDE 875–

(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.

Öncelikle yazımıza taşıma sözleşmesinin hukuki niteliğini inceleyerek başlamamız gerekmektedir. Taşıma sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen, tipik, ivazlı ve rızai bir sözleşmedir. İlgili konuda anahtar kelimelerimiz olan hasar eşyanın zarar görmesini lakin yok olmamasını anlatırken ziya ise eşyanın yok olmasını ifade eder.

Taşıma süresi, bir malın taşınması sırasında gemicinin ve göndericinin taşınması ve sorumluluklarını bir sözleşmedir. Taşıma süresine göre, taşıyıcının sorumluluğu genellikle aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

1-Malın teslimi: Taşıyıcı, sahibi belirtilen adrese teslim etmekle yükümlü. Teslimat sırasında malın hasarsız ve eksiksiz olması gerekmektedir.

2-Malın korunması: Taşıyıcı, malın taşınması sırasında uygun bir şekilde korumadan sorumludur. Malın hasar görmemesi veya kaybolmaması için gerekli önlemleri almak zorundadır.

3-Taşıma süresi: Taşıyıcı, taşıma sözleşmesinde belirtilen süre içinde mülkiyeti teslim etmekle yükümlü. Gecikmelerin koruması genellikle taşıyıcıdadır ve mücbir sebepler dışında gecikmeler nedeniyle hasarlar taşıyıcının korumasında olabilir.

4-Hasar ve kayıp: Malın nakliyesi sırasında depolardaki hasar veya kayıplardan nakliyeci sorumludur. Taşıyıcının koruması, hasar veya kayıp miktarına ve nedenine bağlı olarak değişir

5-Taşıyıcının kusuru sonucu oluşan zararların tazmini: Taşıyıcının kusuru sonucu oluşan herhangi bir hasar veya kayıp durumunda, gemici bu zararları tazmin etmekle yola çıkar.

Bununla birlikte, taşıma sözleşmelerinde taşıyıcının sorumluluğu, sözleşme tarafları arasında yapılan özel bir anlaşma ile sınırlandırılabilir. Örneğin, taşıyıcının yükü sigortalatması veya taşıyıcının belirli bir miktardan daha fazla tazminat ödeme yükümlülüğünü kabul etmemesi gibi durumlar, taşıyıcının sorumluluğunu sınırlandırabilir.

Uluslararası ticarette taşıma sözleşmeleri, malların ülke sınırlarını aşarak taşınması sırasında karşılaşılabilecek tüm sorunları ele alır. Bu sorunlar arasında gümrük işlemleri, sınır geçişleri, liman işlemleri, taşıma sırasında hasar veya kayıp gibi durumlar yer alır.

Uluslararası ticarette, malın taşınması için birçok farklı taşıma yöntemi kullanılabilir. Bu yöntemler arasında denizyolu, karayolu, havayolu ve demiryolu gibi seçenekler bulunur. Her taşıma yöntemi için farklı taşıma sözleşmeleri mevcuttur.

Uluslararası deniz ve kara ticaretinde, mal taşıma işlemlerinin güvenli, düzenli ve hızlı bir şekilde yapılabilmesi için taşıma sözleşmeleri kullanılır. Taşıma sözleşmeleri, alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmayı belirleyen resmi bir sözleşmedir ve taşınacak malın güvenli bir şekilde taşınması ve teslim edilmesi için gereken şartları içerir.

Kara Taşımacılığı için Taşıma Sözleşmeleri:

Kara taşıma sözleşmeleri, karayolu taşımacılığı için yapılan anlaşmalardır. Bu sözleşmeler, taşıyıcının ve göndericinin hak ve yükümlülüklerini belirler.

Kara taşıma sözleşmeleri, özellikle uluslararası ticarette mal taşımacılığı işlemlerinde büyük öneme sahiptir. Bu sözleşmeler, malın taşınması sırasında yaşanabilecek sorunları minimize etmek, taraflar arasında güvenliği sağlamak ve taşıma işlemlerini kolaylaştırmak için kullanılır.

Kara taşıma sözleşmeleri, çoğunlukla göndericinin malın taşınması için taşıyıcıya ödeyeceği ücreti belirler. Ayrıca, taşıyıcının sorumluluğunu ve malın kaybı veya hasarından kimin sorumlu olduğunu da belirler. Bu sözleşmelerde ayrıca, malın yükleme ve boşaltma işlemleri, belgelerin düzenlenmesi, taşıma sırasında gümrük işlemleri ve diğer konular da yer alır.

Kara taşıma sözleşmeleri, taşımacılık işlemlerinde taraflar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümü için de önemlidir. Bu sözleşmelerde belirtilen hakemlik, arabuluculuk veya mahkeme yoluyla çözüme kavuşturulabilen anlaşmazlıklar, taraflar arasında uzun süreli hukuki işlemler yerine daha hızlı ve uygun bir şekilde çözülebilir.

Sonuç olarak, kara taşıma sözleşmeleri, mal taşımacılığı işlemlerinde önemli bir rol oynar. Bu sözleşmeler, taşıma sürecinde yaşanabilecek sorunları en aza indirmek, taraflar arasında güvenliği sağlamak ve ticaret işlemlerini kolaylaştırmak için kullanılır.

Kara taşımacılığı sözleşmeleri, çoğunlukla “CMR” adı verilen bir uluslararası anlaşma ile düzenlenir. Bu anlaşma, taşıyıcının sorumluluklarını belirler ve taşıyıcının bir kusuru varsa, yük sahibinin zararlarını telafi etmesini sağlar.

Deniz Taşımacılığı için Taşıma Sözleşmeleri:

Deniz ticaretinde taşıma sözleşmeleri, mal taşımacılığına ilişkin hükümleri içeren anlaşmalardır. Bu sözleşmeler, malın taşınması sürecindeki sorumlulukları, riskleri ve taşıma ücretlerini belirlemek için kullanılır.

Deniz taşımacılığı sözleşmeleri, genellikle konteyner taşımacılığı, roro taşımacılığı, kargo gemisi taşımacılığı ve tanker taşımacılığı gibi farklı taşıma yöntemleri için ayrı ayrı düzenlenir. Bu sözleşmeler, malın taşıma sürecindeki durumunu ve taşıma şeklini de belirler.

Deniz taşımacılığı sözleşmeleri, çoğunlukla Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından geliştirilen Uluslararası Ticarette Malların Taşınmasına İlişkin Genel Anlaşma (Hamburg Kuralları), Uluslararası Ticarette Malların Taşınmasına İlişkin BM Sözleşmesi (Rotterdam Kuralları) ve Uluslararası Ticarette Malların Taşınmasına İlişkin Londra Sözleşmesi (Havari Sözleşmesi) gibi uluslararası sözleşmeler tarafından düzenlenir.

Uluslararası taşıma sözleşmeleri arasında en yaygın olanları Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından hazırlanan INCOTERMS kurallarıdır. Bu kurallar, malın taşıma şekline, sorumlulukların dağılımına, teslimat şekline ve zamanına ilişkin hükümler içerir.

INCOTERMS (Uluslararası Ticari Terimler) olarak adlandırılan ve ticari faaliyetlerde alıcı ve satıcı taraf arasındaki yükümlülükleri belirleyen, uluslararası platformda kabul edilmiş bir kural listesidir. Yazımızla ilgili bazı terimler şunlardır:
FCA: Gönderici(ihracatçı) eşyaları taşıyıcıya teslim eder ve bu sayede sorumluluğun kendine ait bölümünü yerine getirmiş olur. Teslimatın gerçekleşmesi ile birlikte malların tüm sorumluluğu ve risk alıcı(ithalatçı) tarafa geçmiş olur. Bu andan itibaren mallarla ilgili tüm masraflar, sigorta, acente ve navlun giderleri artık alıcının sorumluluğundadır.
CPT: Gönderici(ihracatçı) eşyanın yükleme, paketleme gibi gerekli hazırlıkların tamamlanıp mevcut yerden yola çıkıp alıcı(ithalatçı) tarafın eline ulaşana kadarki sürecin tamamını organize eder masraflarını karşılar ve bu süreçte sorumluluk göndericidedir.
EXW: Alıcı eşyaları satıcının sürece katkısı olmadan kendi nakliyecisi ile alıcının deposundan teslim alır ve bütün masraflar ile birlikte sorumluluğu da tamamen kendi üzerine alır.

CIP: Gönderici(ihracatçı) malın bedeli dışında, sigorta, navlun ve yükleme masraflarının tamamını üstlenmektedir. Yani taşıma sırasındaki hasarın asıl sorumluluğu satıcıya yüklenmektedir.
CIF: Eşyanın varış limanına ulaşmasına kadar olan taşıma, navlun, paketleme, gümrük masrafları, liman masrafları vb. masrafları üstlenir. Malların ihraç işlemleri gönderici(ihracatçı)tarafından karşılanır CIP ile farkı sadece denizyolu ulaşımıyla yapılan taşımalarda geçerlidir.
CFR: Gönderici(ihracatçı) malın deniz yoluyla bir varış limanına kadar taşınmasını sağlamak ve taşıyıcıdan almak için gerekli belgeleri alıcıya vermekle yükümlüdür.
Deniz taşımacılığı sözleşmeleri, taşıyıcının malın kaybı veya hasarından sorumlu olabileceği durumları da belirtir. Ayrıca, sözleşmelerde taşıma ücretleri, sigorta, malların
yükleme ve boşaltma işlemleri, belgelerin düzenlenmesi ve diğer konular da belirtilir.

Sonuç olarak, deniz ticaretinde taşıma sözleşmeleri, malların taşınması sırasında ortaya çıkabilecek riskleri azaltmak, tarafların haklarını korumak ve ticaret işlemlerini kolaylaştırmak için son derece önemlidir.

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 16.03.2012 tarihli, E.1296/K.4055 sayılı kararında; “Teslim sırasında taşınan makinelerden birinin hasarlı olduğu, davalı taraf yetkilisinin imzasını havi tutanak içeriğinden anlaşılmaktadır. Taşıyıcı, malların kendisine teslim edilmesinden varma yerinde teslimine kadar geçen sürede meydana gelen hasarlardan sorumludur. Her ne kadar mahkemece, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin kanıtlanamaması ve davalının kusuru olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de davalı eşyanın kendisine teslimi sırasında şeffaf ambalajlı olan makine ile ilgili herhangi bir çekince koymadığından MALI HASARSIZ OLARAK TESLİM ALDIĞININ KABULÜ GEREKİR. Bu karinenin aksinin de davalı tarafça kanıtlanması gerektiği dikkate alınmalıdır. Davalı, davada bu hususu kanıtlayamamış olup başka makinelerin hasarlı olmaması da hasarlı makinenin nakliyecinin sorumluluk kesitinde hasarlanmadığı sonucunu doğurmaz. Bu itibarla mahkemece, hasarın taşıma kesitinde oluştuğunun kabulüyle neticesine göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.”
Yukarıda bahsi geçen yargıtay kararlarında da görüldüğü üzere taşıyıcının eşyayı göndericiden teslim alırken başlayan sorumluluğu, aldığı eşyayı hasar veya zıya olmadan ve zamanında teslim edene kadar sürmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/13-537 E., 2013/716 K. sayılı kararında, deniz taşıma sözleşmesi kapsamında malın kaybı veya hasarı durumunda taşıyıcının sorumluluğu ele alınmıştır. Kararda, taşıma sözleşmesi hükümlerine göre malın hasar gördüğü tespit edilen bir olayda, taşıyıcının, hasarın büyüklüğüne göre çeşitli sınırlamalar koyabileceği ancak bu sınırlamanın, taşıyıcının kusuru veya ihmali sonucunda meydana gelen hasarlar için geçerli olamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, taşıyıcının malın kaybı veya hasarı nedeniyle doğan zararlardan sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.Bu karar, deniz taşıma sözleşmelerinde mal kaybı veya hasarının tespitinde, taşıyıcının sorumluluğunun sınırları ve bu sorumluluğun kusur veya ihmalleri sonucunda meydana gelen hasarlar için geçerli olamayacağı konularını ele almaktadır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/19373 Esas, 2017/6516 Karar sayılı dosyası ile ilgili kararı incelenebilir. Bu kararda, bir kargo şirketi tarafından gönderilen ürünlerin zarar görmesi nedeniyle ortaya çıkan bir ihtilaf konusu ele alınmıştır. Kararda, sözleşmenin taşıma sırasındaki hasar ve kayıpların sorumluluğunu düzenlediği, taraflar arasındaki anlaşmazlığın çözümlenmesinde sözleşmenin hükümlerinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

DİPNOT:

Görüldüğü üzere deniz ve kara taşımacılığında meydana gelen zararın sorumluluğunun tespiti ve tazmini son derece titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Hak ve Zaman kayıplarına uğranılmaması açısından alanında uzman bir avukattan yardım alınması önem arz etmektedir. Hukuk büromuzda sizlere Ticaret Hukuku alanında profesyonel takip ve danışma hizmeti vermekteyiz.

Views: 74