Konut dokunulmazlığının ihlali suçu kanundaki şekli itibarıyla mağdurun konutuna veya eklentilerine rıza dışı girerek ya da girdiği yerden çıkmayan failin işlediği suçtur.
TCK Madde – 116
(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun şikayete tabii olup olmaması
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu TCK’da şikayete tabii suçlar arasında düzenlenmiş bir suçtur. Bu suçun soruşturma ve kovuşturulmasında Cumhuriyet Savcısı re’sen hareket edemez, mağdurun şikayeti gerekmektedir. Şikayet süresi, mağdurun fiilin işlendiğini ve fiili işleyen kişiyi öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 aydır
Suçun uzlaştırmaya tabii olup olmaması
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun TCK md.116’da düzenlenen tüm fıkraları uzlaşma kapsamında yer almaktadır. Bu nedenle soruşturma evresinde dava açmak için yeterli şüphenin elde edildiği durumda ve dava açılmadan önce, soruşturma dosyası mutlaka tarafların uzlaştırılması için uzlaştırma bürosuna gönderilmelidir.
Suçun manevi unsuru
Konut dokunulmazlığı suçunun kanunda taksirle işlenmiş halinden bahsedilmemiştir. Zaten suç şekil itibarıyla taksirle işlenmeye müsait bir suç değildir. Bu nedenle suç ancak kast ile işlenebilir.
Suçun daha çok cezayı gerektiren halleri
TCK -116 (4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde,
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur
Madde 119- a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya
özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Suçun sevk maddesinde belirtilen gece vakti işlenmesi ve tehdit veya cebir kullanarak işlenmesi dışında ortak hüküm belirten 119. Maddede sayılan haller de suçun cezasının artırılmasını gerektirirler.
Konut dokunulmazlığı ihlal suçunun kişinin kendini tanınmayacak hale koyarak, birden fazla fail ile , suç örgütü namına veya kamu görevinden kaynaklanan nüfuzu kullanarak işlenmesi halinde suçun cezası bir kat artırılır.
Suçun daha az cezayı gerektiren halleri
TCK 116 (2)
Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir
rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri
hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya
adlî para cezasına hükmolunur
Kanun maddesinde açıkça belirtildiği üzere rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentilerinde işlenirse suçun üst sınırında yarı oranda indirim uygulanır.
TCK 116 (3)
Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da
konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu
kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için
rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
Kanunda düzenlenen bu hal ise suçun oluşmasını engelleyen bir haldir. Ortak kullanılan konut veya işyerinde kişilerden birinin rızası varsa suçun oluşması mümkün değildir. Bu halin gerçekleşmesi durumunda kişiye ceza verilemez.
(Y18CD, 06/04/2016 T., 2015/29125 E ; 2016/7044 K.)
“Konutun aile bireylerinden ya da birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması durumunda, birlikte oturanlardan birinin konuta girme konusunda geçerli rızasından söz edebilmek için bu kişinin rızasına dayanarak giren failin konutta oturan diğerlerinin haklarını ihlal etmemesi gerekir. Başka bir anlatımla, konutu birlikte kullananların failin konuta girmesine dair rızasının geçerli olması için, rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik, hukuka uygun olması yanında eylemin konutu kullanan diğer kişilerin haklarını ihlal edici nitelikte olmaması gerekir.”
Suçun etkin pişmanlık kapsamında yer alıp almaması
Konut dokunulmazlığı ihlali kanunda etkin pişmanlık kapsamında yer alan suçlardan birisi değildir. Suçun işlenişi bakımından neticesi de fiille beraber doğduğu için teknik açıdan etkin pişmanlık müessesinin uygulama alanı bulması da zaten mümkün değildir.
Suçun infaz rejimi
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (hagb), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur.
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.
Konut veya işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunda; cezanın ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya adli para cezasına çevrilmesi şu hallerde mümkündür:
TCK md. 116’da düzenlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun tüm hallerinde, mahkeme tarafından hükmedilen cezaların ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkündür.
Adli para cezası açısından ise; TCK md.116/1 ve TCK md.116/4’te yer alan konut dokunulmazlığının ihlali suçu, koşulları varsa adli para cezasına çevrilebilir. Ancak, TCK md.116/2 ve TCK md.116/2-4’te düzenlenen işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunda, adli para cezası seçimlik ceza olarak düzenlendiğinden, mahkemenin hapis cezası veya sanığa doğrudan adli para cezası vermesi mümkündür. Mahkeme, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunda hapis cezası verdiğinde, hapis cezasını adli para cezasına çeviremez.
Suçla ilgili Yargıtay kararları
(YCGK, 18/10/2018 T. , 2015/13-332 E. , 2018/451 K.)
Sanığın, hırsızlık amacıyla şikâyetçinin cadde üzerinde bulunan iş yerine gelerek iş yerinin vitrin camını kırdığı, vitrin camının hemen gerisinde bulunan cam bölmeli buzdolabının da camını kırarak elini uzatmak suretiyle buzdolabından et çaldığı olayda; sanığın, vitrin camını tekmeleyip kırarak camın arkasında bulunan etleri aldıktan sonra yakalandığını beyan etmesi ve olay yeri inceleme tutanağında suça konu etlerin alındığı buzdolabının iş yeri vitrin camının hemen gerisinde bulunduğunun tespit edilmesi karşısında, sanığın iş yeri içerisine girmediği, sadece kırık olan vitrin ve buzdolabı camlarından elini uzatmak suretiyle et çaldığı, etlerin bulunduğu buzdolabının sanığın elini uzatıp alabilecek mesafede olduğu, sanığın iş yeri içine girme kastı olmadığı gibi içeriye girmesini engelleyen bir neden de bulunmadığı ve etleri çaldıktan sonra kendiliğinden olay yerinden ayrıldığının anlaşılması karşısında iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir.”
(Y2CD, 10/04/2000 T., 2000/3523 E., 2000/3913 K.)
Sanığın, müştekinin karısıyla ilişkisi nedeniyle, gayrı meşru maksatla meskene girmesi, müştekinin rızası dışında olduğundan konut dokunulmazlığını bozmak suçunu oluşturur.”
(Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2019/12782).
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/09/2015 tarih ve 2014/413 E., 2015/273 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kural olarak işyerleri; sahibi ya da çalışanlarının iznine ihtiyaç duyulmaksızın, zımni bir rızanın varlığı kabul edilerek herkesin girebileceği ve sunulan hizmeti alabileceği, lokanta, dükkân, mağaza, manav, kasap, alışveriş merkezi, tiyatro, kahvehane, hastane, banka şubesi, sinema, okul gibi yerlerdir. Belirtilen yerlere halka açık bulundukları sırada veya mesai saatleri içinde girilmesi suç teşkil etmeyecektir. Ancak girildikten sonra işyeri sahibi ya da çalışanların çıkılması konusundaki uyarılarına rağmen içeride kalınmaya devam edilmesi veya kapandıkları ya da çalışmaya ara verdikleri saatte, örneğin; öğle saatlerinde veya açılmadan önce girilmesi durumunda, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu oluşacaktır. Açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olmayan şirket binası, doktorun muayenehanesi, avukatlık bürosu, işyerlerinin üretim yapılan atölyesi veya lokantaların mutfak kısmına girilmesi konusunda kural olarak işyeri sahibinin rızasının bulunmadığı varsayılır. Bu nedenle açık bir rıza bulunmadan söz konusu yerlere girilmesi, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturabilecektir. Öte yandan işyerinin bir bölümünün sahibi veya çalışanları tarafından konut olarak kullanılması ve ilgililerin rızaları dışında belirtilen yerlere girilmesi ya da uyarılara rağmen çıkılmaması durumunda ise, işyeri dokunulmazlığının ihlali değil, konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşabilecektir.
Bu doğrultuda; sanığın okulun kapalı olduğu saatte okul bahçesine girerek, basketbol potalarını çaldığının kabul edilmesi karşısında, belirli bir görevin ifa edilmesi nedeniyle okul binasının ve bahçesinin de diğer kamu binaları gibi TCK’nın 116/2. maddesi kapsamında iş yeri olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, bahçenin işyeri niteliğinde olan okulun eklentisi niteliğinde, etrafının çevrili ve kapısının olup olmadığı keşif yapılarak şüpheye yer bırakmayacak biçimde belirlenmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması, bozma nedenidir.
Views: 28