HIRSIZLIK SUÇU

Hırsızlık, TCK’nın Malvarlığına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir.
Hırsızlık suçu, bir kişinin başkasının mal varlığına izinsiz olarak el koyması veya kullanmasıdır. Bu, birçok farklı şekilde gerçekleşebilir. Örneğin bir evden veya iş yerinden eşya çalmak, bir cüzdan veya çanta çalmak veya başkasına ait bir banka hesabından para çekmek gibi.

TCK’nın 141. maddesi suçun basit şeklini “ Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Hırsızlık Suçunun Soruşturma ve Kovuşturması
Hırsızlık suçunun TCK’da yer alan 141. maddesindeki basit hali ile 142. maddesinde yer alan nitelikli halinin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi değildir. Ancak hırsızlık suçu; paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi halinde, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde şikayet üzerine savcılık tarafından soruşturma yapılmaktadır. Şikayet herhangi bir şekil şartına tabii olmayıp 6 aylık zamanaşımına tabiidir.

Hırsızlık Suçunda Uzlaşma

Türk Ceza Kanunun 141 maddesi ile 142 . maddesinin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi değildir. Ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 253. maddesinin 1 fıkrasına göre şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 141 . maddesinde yer alan hırsızlık suçu katalog suçlardan sayılması nedeniyle uzlaşma kapsamındadır.

Yine Türk Ceza Kanunun 144. Maddesinde sayılan Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, işlenmesi hali ve hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, suçun soruşturulması şikayete bağlı olması nedeniyle uzlaşma kapsamındadır.

Hırsızlık Suçunda Kast ve Taksir
Hırsızlık suçu kasten işlenebilen bir suçtur. TCK’da hırsızlığın taksirli şekli öngörülmemiştir. Hırsızlık taksirle işlenemez. Teşebbüs bakımından ise suçun teşebbüse elverişli olduğu alan, icra hareketlerinin başlaması ile suçun tamamlandığı alandır. Suç tamamlandı ise artık teşebbüsten çıkmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.03.2017 tarihli, 2016/13-260 E. ve 2017/135 K. sayılı kararına göre; “Sanıkların, hırsızlık amacıyla katılanın cadde üzerinde bulunan işyerinin önüne gelip, işyeri giriş kapısı kepenginin sağ kısmındaki kilitleri kırdıkları, vitrin camı ile kepengin birleştiği noktayı zorladıkları sırada ihbar üzerine olay yerine güvenlik güçlerinin gelmesi nedeniyle işyerine giremeden oradan kaçtıkları sabit olan olayda, kanunun benimsediği objektif teori esas alındığında, katılana ait işyerinden hırsızlık yapmak amacıyla kapı üzerindeki kepengin kilidini kıran sanıkların, katılanın taşınır malını koruduğu egemenlik ve tasarruf alanına müdahale edip, hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarının kanuni tanımında belirtilen elverişli hareketlere başladıkları, ancak güvenlik güçlerinin olay yerine gelmesi üzerine içeriye giremeden ve hırsızlık suçunu tamamlayamadan olay yerinden kaçtıkları, bu ana kadar gerçekleştirdikleri eylemin, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçunun kanuni tanımında öngörülen neticeyi meydana getirmeye elverişli olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, eylemlerinin tamamlanmış mala zarar verme suçunun yanında, nitelikli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarına teşebbüsü de oluşturacağının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır”.
Hırsızlık suçu iştirak bakımından bir özellik göstermemektedir.

TCK’nın 142. maddesinde hırsızlık suçunun nitelikli halleri sayılmış ve tanımlanmıştır.
Hırsızlık suçu ile korunan hukuki değer mülkiyet hakkı ve bununla birlikte zilyetliktir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu10.05.2016 tarihli, 2014/13-159 E. ve 2016/257 K. sayılı kararında; “Hırsızlık suçu ile korunan hukuki yarar mülkiyet hakkı ile birlikte zilyetliktir. Kanunda ‘zilyet’ kelimesi ile ‘başkasına ait’ olma kelimesi aynı anda kullanılmıştır. Bu şekilde kanun koyucu, iki farklı hukuki duruma aynı anda yer vererek hırsızlık suçunda zilyetlik ile mülkiyeti ayırmış, her ikisini de koruma altına almıştır.” ifadesine yer vererek, hırsızlık suçunun koruduğu hukuki yararın hem mülkiyet hakkı hem de zilyetlik olduğunu kabul etmiştir.

Hırsızlık suçunun konusu başkalarına ait taşınır mallardır. Hırsızlık suçunun faili ve mağduru herkes olabilir. Mağdurun taşınır malı elinde bulundurması veya mala zilyet olması gerekmektedir. Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için taşınır malın bulunduğu yerden alınması gerekmektedir. Bir malın zilyedin egemenlik alanından çıkarılıp failin egemenlik alanına sokulmasıyla alma gerçekleşmiş olur. Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanmış olur.

Hırsızlık Suçunda Daha Fazla Cezayı Gerektiren Haller
Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,

b) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,

c) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,

d) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,

d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,

001/6-30 esas ve 2001/57 karar numaralı 10.04.2001 tarihli Yargıtay Kararında bilişim sistemleri kullanılmak suretiyle işlenen hırsızlık suçuna yönelik yapılan yorum şu şekildedir; (…) Her ne kadar bilişim suçlarının tanım ve tarifi üzerinde ulusal ve uluslararası hukuk alanlarında çok farklı ve değişik düşünceler ileri sürülmüş, bu suçları geleneksel suçlardan ayıracak kriterler bakımından dahi görüş birliğine ulaşılmamışsa da, enformatik(bilişim) sistemin kötüye kullanılması olarak adlandırılan ve bir bilgisayar sisteminin kullanılmasını zorunlu kılan bilişim suçlarının ancak enformatik teknoloji hakkında bilgi sahibi olan kişiler tarafından işlenebileceği kabul edilmelidir. Bu itibarla bilişim suçundan bahsedebilmek için sisteme yanlış veriler yükleyerek ya da bilgi işlem sürecinin aşamalarından birine müdahale edilerek sistemin yönlendirilmesi gerekmektedir(…)
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
g) Büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
h) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.

(3) Suçun, Sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(4) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.

(5) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi
Madde 143- (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Örnek olarak, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/12666 Esas sayılı kararında, sanığın gece vakti hırsızlık suçu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmesine rağmen, hırsızlık suçunun “nitelikli” hali olan “gece vakti” niteliğinin somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir.

Hırsızlık Suçunda Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Madde 144- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,
b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,
İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Çalınan Malın Değerinin Az Olması
Madde 145- (1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.


Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/5991 Esas – 2019/82 Karar

İşyerinden 35,00 TL bozuk para çalan suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin miktar olarak az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması suretiyle karar verilmesi gerekir.

Hırsızlık Suçu ve Kullanma Hırsızlığı
Madde 146- (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.

Zorunluluk Hâlinde Hırsızlık Suçu
Madde 147- (1) Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık
Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık, hırsızlık suçu işlendikten sonra hırsızın çalınan malı geri vermesi veya diğer bir şekilde telafi etmesi, zarar gören kişi veya kuruluşla işbirliği yapması veya suçun aydınlatılmasına yardımcı olması gibi davranışları içerir. Bu davranışlar suçun işlenmesine yol açan zararı azaltabilir veya telafi edebilir.
TCK m. 168’e göre; Hırsızlık suçu işleyen kimse, suç tamamlandıktan sonra ancak kovuşturma başlamadan önce pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin etme suretiyle gidermesi halinde, verilecek olan cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Hırsızlık Suçunda İnfaz Rejimi
Ülkemizde dönem dönem infaz yasalarında değişiklikler yapılmış olsa da yapılan bütün değişiklilerden Hırsızlık suçu için lehe düzenlemeler yapılmıştır. Son olarak yapılan 7242 sayılı infaz düzenlemesi kanunu ile hırsızlığın infaz aşamasında koşullu salıverme 1/2 olarak düzenlenmiş, TCK 58/6,7 maddeleri ile mükerrirlik uygulanan hırsızlık suçları için 3/4 olan koşullu salıverme de 2/3 olarak suç işleyenlerin lehine olarak değiştirilmiştir. Hırsızlık suçu için denetimli serbestlik süresi ise diğer suçlara göre her zaman fazla olmuştur, bu konuda en büyük etken ise hırsızlık suçunun; cinsel, terör, kasten öldürme vb. Gibi istisnai suçlardan sayılmamasıdır.
Hırsızlık suçu işleyen kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde sanık, 5 yıl boyunca denetimli serbestliğe tabi tutulur. 5 yıl süren denetimli serbestlik süresinde kasıtlı bir suç işlemeyen kişi bakımından ceza düşer.

Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/5233 Esas – 2015/7335 Karar
Sanığın kastının hırsızlık suçunu işlemek olmadığı, mal edinme kastıyla haraket etmediği ve müştekiye zarar verme kastıyla hareket edilmesi halinde sanığa HIRSIZLIK suçundan dolayı ceza verilmez.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/1401 Esas – 2019/5172 Karar
Kolluk görevlileri tarafından yakalandıktan sonra, suça konu motosikletleri çaldıkları yerleri göstererek henüz müracaatları olmayan müştekilere iadelerini sağlandığı, müştekilerin de aşamalarda alınan ifadelerinde herhangi bir zararlarının bulunmadığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekir.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/11315 Esas – 2021/13861 Karar
Sanığın mağazdan ayrıldıktan sonra AVM içerisinde kesintisiz bir takip sonucu yakalanmış olmaları halinde teşebbüs hükümleri uygulanır.

Views: 37