Hakaret Sebebiyle Manevi Tazminat Davası

Hakaret Suçu

Hakaret suçu Türk Ceza Kanununun “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında 125. Maddesinde düzenlenmiştir. 

Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…)[46] veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Hakaret suçu takibi şikayete bağlı suçlardandır. Mağdur, 6 ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde bu hakkı düşer. Ancak suç, kamu görevlisine karşı işlendiyse cumhuriyet savcısı re’sen soruşturma açar (TCK.m.125/3).

Hakaret Suçu Nedeniyle Tazminat Davası

Herkesin, diğer kişilerden saygı görmeyi isteme hakkı vardır. Kişi, kişilik değerlerinin zedelenmemesini talep hakkına sahiptir. Bireyler, toplumda şeref ve haysiyetinin korunmasını isterler. Bu kişinin sahip olduğu temel hak ve değerlerden biridir. Kişinin onurunu kırıcı, şeref ve haysiyetine zarar verecek haksız bir davranış onun manevi varlığını zedeleyebilir. Dolayısıyla hakaret fiili ceza hukuku bakımından suç teşkil etmektedir. Bu bakımdan hakarete uğrayan kişi hukuk düzeni tarafından korunur. Kişilik haklarının korunmasından ötürü bu düzenleme kaynağını Medeni Kanundan (4721 s.Kanun) alır. 

Madde 24- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.

Davalarla ilgili olarak Medeni Kanunun 25.maddesine göre,

  • Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
  • Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.

Hakaret Suçu Nedeniyle Manevi Tazminat İstenebilir Mi?

Türk Medeni Kanununun 25.maddesine göre, 

Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.

Ayrıca hakaret fiili kişilik haklarına zarar verdiği için Türk Borçlar Kanununun “Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri” başlığındaki ilgili maddeler dikkate alınmalıdır. 

MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. 

MADDE 58- Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.

Sosyal Medya Üzerinden Hakaret

Hakaret suçu sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle de işlenebilir. Sosyal medya üzerinden (Instagram, Twitter vb.) veya çeşitli uygulamalardan (WhatsApp, Telegram vb.) gönderilen sesli, yazılı veya görüntülü iletiler hakaret içeriyorsa ilgili suç meydana gelir. Nitekim TCK.m.125/2’de buna değinilmiştir:

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

Fiilin sosyal medya üzerinden işlenmesi halinde de yine aynı hükümler geçerli olup manevi tazminat talebinde bulunulabilir. 

“Dosya kapsamından; davalının, sosyal medya hesabı üzerinden davacıya yönelik olarak sert, rahatsız edici ve aşağılayıcı ifadeler içeren çok sayıda tweet attığı, eylemin; ısrarla ve taciz edici boyuta varacak şekilde işlenmesi nedeniyle eleştiri sınırlarının aşıldığı ve kişilik haklarına saldırının oluştuğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, davacı yararına uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın, Bölge Adliye Mahkemesince ise davacının istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi, 2018/3667 E.  ,  2020/1822 K.)

Mirasçılar Hakaret Suçu Nedeniyle Dava Açabilir Mi?

Kişilik hakları ve kişiliğin korunmasıyla ilgili meseleler Türk Medeni Kanununda detaylandırılmıştır. Kanunun 25.maddesinin dördüncü fıkrasına göre, 

“Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.”

Kanunun emredici hükmü dolayısıyla miras bırakan ölmeden önce böyle bir talepte bulunmadıysa mirasçılar manevi tazminat isteminde bulunamaz. Kişi öldükten sonra gıyabında hakaret edilirse bu durumda “Kişinin hatırasına hakaret” suçu oluşur.

Ayrıca yine ilgili fıkra uyarınca karşı taraf kabul etmedikçe bu hak devredilemez.

Hakaretin Suç Olmadığı Durumlarda Manevi Tazminat Talebinde Bulunulabilir Mi?

Ceza davası yoluyla hakaret eylemi neticesinde mahkumiyet hükmü çıkmasa dahi mağdur, hukuk davası yoluyla manevi tazminat isteminde bulunabilir.  Çünkü bu eylem suçun unsurlarını oluşturmadığından dolayı Ceza Kanunu uyarınca suç olmasa bile ahlaka aykırı ve kişilik haklarını zedeleyen bir fiil olabilir. Nitekim Türk Borçlar Kanunu 49.maddesinde,

“Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”  Denilmiştir.

Dolayısıyla yine aynı maddeye göre,

“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Hakaret Nedenli Manevi Tazminat Davaları Nerede Açılır?

  • Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. (TMK.m.25/5)
  • Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
  •  Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. (HMK.m.16)

Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?

Mevzuatta manevi tazminat miktarıyla ilgili açık bir hüküm bulunmamaktadır. Hakim, hakaret fiilinin ağırlığına, bunun kişiye ve çevresine etkisine, tarafların sosyoekonomik durumlarına göre karar verecektir. 

 “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” (TBK.m.58)

Bu miktar dürüstlük kuralı gereğince mağdurun zenginleşmesini sağlayacak veya hakaret edeni yoksullaştıracak miktarda olmamalıdır. 

Hakim, hakkaniyete uygun bir manevi tazminat miktarı belirlemelidir. Hakim manevi tazminat miktarını belirlerken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı sebebiyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulu 2003/355 karar).

Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı

Türk Ceza Kanunu m.125’e göre,

“Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…)[46] veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.”

Yine aynı kanunun 66.maddesinde “Dava Zamanaşımı” başlığında süreler belirtilmiştir. Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmekle birlikte dava zamanaşımına uğrar. Ancak bu süre geçmesine rağmen ceza davası devam ediyorsa bu durumda tazminat isteminde bulunulabilir. 

İlgili Yargıtay Kararları

  • Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminata boşanmaya sebep olan olayın, kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi hâlinde hükmedilir (Türk Hukuk Lugatı, Ankara-2021 Baskı, Cilt-I, s. 763). Manevi zarar ise, insan ruhunda kişinin iradesi dışında meydana gelen acı, ızdırap ve elem olarak ifade edilmektedir. Manevi tazminat da, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kabul edilen bir telafi şeklidir. Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararının giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak TMK’nın 174/2. maddesi genel tazminat esaslarından ayrılmış, aile hukukunda getirilmiş, kendine özgü bir haksız fiil düzenlemesidir. Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibariyle burada manevi zararı tam olarak belirlemek zordur. Manevi tazminat miktarı, maddi olarak kesin bir miktar değildir. Manevi tazminat talep eden eşin ruhen uğramış olduğu çöküntü ile psikolojik olarak yaşamış olduğu sıkıntılara karşılık olarak onu rahatlatacak olan bir bedeldir. Bu özelliği nedeniyledir ki; yasa, menfaati zedelenen ve kişilik hakları ihlal edilen eşe “uygun bir tazminat” verileceğini belirtmektedir. O hâlde hâkim; manevi tazminatın miktarını belirlerken, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak takdir hakkını kullanmalıdır. (Hukuk Genel Kurulu 2019/524 E.  ,  2022/1272 K.) 
  • Davacı … tarafından, davalı … aleyhine 06/05/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret ve iftira nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Soruşturma evraklarının gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi sonucu eksikliğin giderildiği anlaşılmakla tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2019/2963 E. 2020/141 K.)

Views: 71