İcra İflas Kanunu Madde 67 –İtirazın İptali Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.(2)
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü
niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler
dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
İtirazın İptali Davası Nedir?
Alacaklının başlatmış olduğu takibin borçlunun itirazı neticesinde durması halinde takibin devam etmesi için yapılan itirazın iptal edilmesi talebiyle açılan davadır.
İtirazın İptali Görevli Mahkeme
Görevli mahkemeler asliye hukuk mahkemesidir ancak alacağın, talebin niteliğine göre sulh hukuk mahkemesinin, asliye ticaret mahkemesinin ya da tüketici mahkemesinin de görevli olabilmesi mümkündür.
İtirazın iptali davasında, yargılama usûlü bakımından genel hükümler uygulanır. Mahkeme genel hükümlere göre davayı inceleyeceğinden, genel ispat ve delil kuralları geçerlidir.Bu dava, genel hükümlere göre harca tâbidir. Ancak, alacaklının takip talebinde bulunurken yatırdığı binde beş peşin harç kendisine geri verilir veya alacaklı isterse iptal davasının harcına mahsup edilir. Bu dava sonunda verilen hüküm kesinleşince kesin hüküm oluşturur.
İtirazın İptali Davası Zamanaşımı
İtirazın iptali davası, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde
açılmalıdır (İİK m. 67/1).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.06.2019 tarihli 2017/19-1651 E., 2019/707 K. sayılı karar:
İİK’nın 67. maddesinde gösterilmiş olan süre hak düşürücü süredir. Hak düşürücü süre; hak sahibinin hakkın korunması için kanun veya sözleşme ile belirlenen süre içerisinde öngörülen eylem veya işlemleri yapmaması nedeniyle hakkın sona ermesi sonucunu doğuran süredir. Hak düşürücü sürenin sonunda hakkın sona ermesi için karşı tarafın borçlunun bir eylem veya işlem yapmasına gerek yoktur. Hak düşürücü süre geçmekle kendiliğinden son bulur. Hak düşürücü süreler itiraz niteliği taşırlar. Taraflar hak düşürücü süreyi davanın her aşamasında hatta kararın bozulmasından sonra da ileri sürülebilirler. Ayrıca hak düşürücü sürelerin incelenmesi tarafların iradelerine bırakılmamıştır. Hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması, araştırma ve inceleme konusu yapılması gerekmektedir.
Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2010/308 sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı T. Vakıflar Bankası T.A.O tarafından, davalı … ve dava dışı borçlular aleyhine toplam 49.824,66TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından ödeme emrine 13.06.2011 tarihinde (süresinde) itiraz edildiği, ödeme emrine itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmediği, davacı tarafından da 01.10.2014 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, itirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanunî düzenlemeye göre dava açma süresi itirazın tebliği ile başlar. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise kanunda öngörülen bir yıllık süre başlamayacaktır. İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkâte alındığında, icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceği de açıktır. Bu durumda, mahkemece açılan davanın süresinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
İcra İnkar Tazminatı Nedir?
İtirazın iptali davası neticesinde iptal kararı verilirse borçlunun ödeyeceği tazminattır. Borçlunun itirazının haksız çıkması sonucunda borçlunun alacaklı lehine borca konu olan miktarın %20’sini tazminat olarak ödemesi gerekmektedir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/9943 E. , 2010/3705 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … İcra Mahkemesi
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu kiracı … ve davalı müteselsil kefil … hakkında 6.6.2008-6.7.2009 kira dönemi için toplam 11.060.TL kira parasının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve takibin devamı isteminde bulunmuştur.Mahkemece davalı … için itirazın 2.549 TL kira 127.50 TL işlemiş faiz ve 254.90 TL cezai şart için kaldırılmasına, kabul edilen asıl alacak üzerinden %40 oranında 1.019.60 TL icra inkar tazminatının davacıya verilmesine, reddedilen 9.989 TL alacağın %40 oranında icra inkar tazminatı olan 3.951 TL’nin davalı …’e verilmesine kefil Necla hakkındaki davanın reddine, takip konusu miktar yönünden %40 oranında 4.971 TL icra inkar tazminatının davalı kefile verilmesine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere ve kararın dayandığı gerekçeye göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı alacaklının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Dava dilekçesinde davacı tarafından 11.10.2008 tarihinde tahliye gerçekleştiği kabul edildiğinden ve davalı da bu tarihe kadar kira bedellerinden sorumlu olup, bu tarihten sonraki kira miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacı alacaklı bu miktar üzerinden icra inkar tazminatından sorumlu tutulamaz. Bu durumda mahkemece reddedilen miktar üzerinden davalı borçlular yararına icra inkar tazminatı verilmemesi gerekirken reddedilen kısım üzerinden davalı borçlu lehine icra inkar tazminatı verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın icra inkar tazminatı yönünden BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Davanın Reddi ve Kabulü Durumlarında Neticeler
Dava reddolunursa kararın kesinleşmesiyle birlikte takip iptal edilir ve talep halinde tazminata hükmolunur.
Dava kabul edilirse itiraz iptal olur, Mahkeme borçlunun borçlu olduğu kanaatine ulaştığından, borçlunun itirazını iptal eder ve borçluyu borcu ödemeye mahkûm eder, Alacaklı bu kararı icra dairesine vererek, durmuş olan takibe devam edilmesini ve haciz yapılmasını isteyebilir (İİK m. 78) ve talep halinde tazminata hükmolunur.
İtirazın İptali ile İtirazın Kaldırılması Müesseslerinin Farkı Nedir?
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra itirazın kaldırılması davası açılması mümkün değildir lakin sıralama değişirse itirazın kaldırılması davası sonrasında itirazın iptali davası açılması mümkündür.İtirazın iptali yukarıda belirttiğimiz mahkemelerde açılacakken itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurulması gerekmektedir. İtirazın iptali davasının neticesi kesin hüküm oluşturmaktadır, itirazın kaldırılmasında ise verilen hüküm kesin değildir ve sadece takip hukukundaki bir tespit neticesini doğurur..Zamanaşımı sürelerinde de mevcut bir fark bulunmaktadır. İtirazın iptali için tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılabilirken itirazın kaldırılması için bu süre 6 aydır.
Views: 23