İSTİHKAK DAVASI

İSTİHKAK KAVRAMI VE İSTİHKAK DAVASI

İstihkak, kelime anlamıyla hak ediş, hak kazanma anlamlarındadır.

İstihkak davası ise mülkiyeti çekişmeli olan taşınır veya taşınmaz malın mülkiyetinin kime ait olduğunu tespit etmeye yarayan davadır. İstihkak davası; haciz sebebiyle, miras sebebiyle ve malın elden rıza dışında çıkması gibi sebeplerle açılabilir.

Ancak istihkak davası hukukumuzda en yaygın haciz ve miras sebebiyle açılmaktadır:

MİRASTA İSTİHKAK DAVASI

 Murisin ölümü sonrası mirasçılara kalan malvarlığı değerlerinin başkalarının elinde bulunması sebebiyle açılır. Bu dava sayesinde mirasçılar haklarını ispat ederek malların kendilerine temin edilmesini sağlarlar.

HACİZDE İSTİHKAK DAVASI

İcra takibinde hacze konulmuş mal üzerinde istihkak iddiasında bulunulması ve bu iddia sonucu malın kime ait olduğunun tespit edilmesi istihkak davası ile sağlanır.

İSTİHKAK DAVASININ AMACI NEDİR?

-Miras sebebiyle istihkak davasında amaç tüm tereke mallarının terekeye dönüştüğünün tespitidir.

-Haciz sebebiyle istihkak davasında amaç istihkak iddia edilen malların üzerindeki haczi kaldırmaktır.

İSTİHKAK DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?

-Miras sebebiyle istihkak davası tereke mallarını bir hakka dayanmadan elinde bulunduran kimseye karşı açılır.

-Haciz sebebiyle istihkak davası, eğer hacizli mal borçlunun elinde ise istihkak davası üçüncü kişi tarafından alacaklıya açılır. Ancak borçlu üçüncü kişinin istihkak iddiasına itiraz etmişse borçlunun da davalı olarak gösterilmesi gerekir. Hacizli malın üçüncü kişinin elinde olması durumunda ise alacaklı tarafından üçüncü kişiye karşı istihkak davası açılır.

İSTİHKAK DAVASINDA SÜRELER

Miras Sebebiyle Süreler

Davacının kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli davalının terekeyi veya tereke malını elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl,

Her halde mirasbırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasından başlayarak 10 yıl,

İyiniyetli olmayanlara karşı 20 yıl zamanaşımı süresi söz konusudur.

Haciz Sebebiyle Süreler

İstihkak iddiası öne sürme süresi – Haczin öğrenilmesinden itibaren 7 gün

İstihkak iddiasına itiraz etme süresi – İstihkak iddiasının taraflara bildirilmesinden itibaren 3 gün

İstihkak davası açma süresi – Takibin devamına ilişkin kararın tebliği – tefhiminden itibaren 7 gün

İSTİHKAK DAVASI HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR?

Miras sebebiyle istihkak davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.

Haciz sebebiyle istihkak davasında görevli mahkeme İcra Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

8. Hukuk Dairesi         2016/6066 E., 2019/1107 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, 11.05.2015 tarihli hacze konu menkullerle ilgili üçüncü kişinin istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için ileri sürüldüğünü öne sürerek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 11.05.2015 tarihli haciz sırasında İcra Müdürlüğünce davacı alacaklıya istihkak davası açması için süre verildiği, alacaklının 7 gün içinde istihkak davası açması gerektiği halde, 03.08.2015 tarihinde dava açtığı ve 7 günlük süreyi geçirdiği gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, alacaklı tarafından İİK’nin 99. maddesi uyarınca istihkak iddiasının reddi talebiyle açılmıştır.

Dava konusu 11.05.2015 tarihli haczin İİK’nin 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilmiş, dava 03.08.2015 tarihinde açılmıştır.

İİK’nin 99. maddesinde; “Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, … İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde İcra Mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır…” düzenlemesi yer almaktadır.

Buna göre İİK’nin 99. maddesinin uygulanmasına yönelik müdürlük kararının hukuki sonuç doğurmaya elverişli olabilmesi için, üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verilmesi ve dava açmazsa üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ihtaratının yapılması şartlarının bir arada bulunması gerekir.

Somut olayda, hacizde alacaklı tarafa dava açma süresi bildirilmediği gibi, ihtarat da yapılmamıştır.

Bu durumda, verilen karar yukarıda değinilen şartları içermediği için, hukuki sonuç doğurmaya da elverişli değildir.

Bu koşullarda Mahkemece, davanın yasal süresi içinde açıldığının kabulü ile toplanacak delillerin sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.

SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366. ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

8. Hukuk Dairesi         2015/22516 E.  ,  2018/14476 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, 08.01.2015 tarihli hacze konu menkullerle ilgili üçüncü kişinin istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için ileri sürüldüğünü belirterek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı üçüncü kişi vekili, yasal süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı alacaklıya İcra Müdürlüğü’nce 08.01.2015 tarihli haciz sırasında istihkak davası açması için süre verildiği, alacaklının 7 gün içinde istihkak davası açması gerektiği halde 15.01.2015 tarihinde dava açtığı ve 7 günlük süreyi geçirdiği, gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, alacaklının İİK’nun 99. Maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.

08.01.2015 tarihinde yapılan haciz esnasında alacaklı tarafa İİK’nun 99. maddesi uyarınca dava açmak üzere süre verilmiş, dava ise 15.01.2015 tarihinde açılmıştır.

İİK’nun 99. maddesinde: “Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, … İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde İcra Mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır…” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasına yönelik müdürlük kararının hukuki sonuç doğurmaya elverişli olabilmesi için üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verilmesi ve dava açmazsa üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ihtaratının yapılması şartlarının bir arada bulunması gerekir.

Somut olayda, hacizde alacaklı tarafa ihtarat yapılmamıştır. Bu durumda, verilen karar yukarıda değinilen şartları içermediği için hukuki sonuç doğurmaya elverişli değildir.

Ayrıca, İİK’nun 19. maddesi “gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz…” hükmünü içermektedir.

Anılan hükme göre, dava açma süresinin son gününün 15.01.2015 tarihine denk geldiği, bu nedenle davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Bundan ayrı, istihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.

Somut olayda; dayanak takip dosyasının incelenmesinde 08.01.2015 tarihli haciz işlemi esnasında icra müdürlüğünce sadece hazır olan tarafların beyanlarının alınmakla yetinildiği, herhangi bir menkul malın haczedilmediği anlaşılmaktadır. Bu sebeple geçerli bir haczin varlığından söz edilemeyeceği açıktır.

Bu durumda Mahkemece davanın geçerli haczin varlığına yönelik dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru değil ise de;bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilip kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 8,20 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Views: 10