GEÇİT HAKKI NEDİR?
Geçit hakkı taşınmazdan ana yola çıkma imkanı olmayan komşunun bedel karşılığı geçit hakkı tanınması için hak sahibi olan komşusuna başvurmasıdır.
Geçit hakkı Medeni kanunda şu iki maddede düzenlenmiştir:
a. Zorunlu geçit
Madde 747- Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam
bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir.
Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre
en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır.
Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.
b. Diğer geçit hakları
Madde 748- Taşınmaz malikinin taşınmazını işletme veya iyileştirme ya da taşınmazı
üzerinde yapı yapma amacıyla komşu taşınmaza geçici olarak girme hakkı ile tarla yolu, hayvan sulama yolu, kış geçidi, tomruk kaydırma yolu ve oluğu ve bunlara benzer diğer geçitler özel kanun hükümlerine tâbidir.
Özel kanun hükmü yoksa yerel âdet uygulanır.
Doğrudan doğruya kanundan kaynaklanan geçit hakları, tapu kütüğüne tescil edilmeksizin
doğar. Ancak, bunlardan sürekli nitelikte olanlar beyanlar sütununda gösterilir.
Kanun maddelerinden de görüldüğü üzere geçit hakkı zorunlu ve özel hükümlere tabii diğer şekillerde kurulabilmesi mümkündür.
ZORUNLU GEÇİT HAKKI
Geçit irtifakı doğrudan doğruya kanundan doğmaz, kanunda aranan şartların varlığı halinde geçide ihtiyacı olan komşunun irtifak hakkı kurulmasını isteme hakkı doğar.
Malikin geçit hakkı talebinden sonra ya komşu bu talebi kabul ederek doğrudan irtifak sözleşmesi kurar ya da komşunun irtifak kurma yükümlülüğü doğar . Her iki durumda da uyuşmazlık doğduğu takdirde irtifak talep eden malikin mahkemeye başvurarak irtifak kurulmasını isteme hakkı saklıdır.
GEÇİT HAKKI KURULMASI ŞARTLARI
-Geçit hakkından yararlanacak kişinin taşınmazın maliki olması gerekmektedir.
-Geçit hakkının kurulmasının zorunlu olması gerekmektedir. Talep edenin keyfi veyahut yalnızca maddi çıkar amaçlı olarak geçit hakkı talep etmesi durumunda mahkemenin irtifak kurmaması mümkündür.
-Yola ulaşmak için alternatif yolların mevcut olmaması gerekmektedir.
-Mevcut bir yolun objektif ölçülere göre taşınmazın ekonomik ihtiyaçlarına cevap vermemesi veya taşınmazın yararlanma biçiminde zaman içinde değişiklik olması durumunda nisbi geçit ihtiyacının varlığından söz edilebilir (Surlu,M.H./Öztürk, G.:Öğreti ve Uygulamada Geçit Hakkı, Ankara, 2003,s.251.).
FEDAKARLIĞIN DENKLEŞTİRİLMESİ
Mahkemenin tamamen talep edenin arzularına göre irtifak kurmaz. Her iki tarafın da menfaatleri ve haklarının eşit derecede kısıtlanması veya bağışlanması gerekmektedir. Bir taraf için irtifak kurulmasının veya kurulmamasının ötekine nazaran daha az lehe olması kabul edilemez. Sadece irtifakın varlığı veya yokluğu şeklinde değil irtifakın ne şekilde kurulacağı da fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi doğrultusunda yapılmalıdır.
Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 747’nci maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü küçük olan taşınmazlar yerine öncelikle yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit kurulması tercih edilmelidir. Ayrıca ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması için aleyhine geçit kurulan parseller bölünmeksizin geçit tesisine karar verilmesi gerekir.
(T.C. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E. 2021/1658 K. 2021/3247 T. 17.5.2021)
GEÇİT HAKKIN NASIL VERİLİR?
Dava ile geçit hakkı istenmesi durumunda ihtiyacın elzemliği ve taşınmazın en az zarar göreceği şekilde geçit hakkının belirlenmesi gerekmektedir.. Yargılamada mahkeme taşınmazın gerçekten yola ihtiyacı olup olmadığını, bu yol ihtiyacının onceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve en az zarar görecek olana karşı mi açıldığını ve de geçit hakkı için tam bir bedel belirlemek zorundadır. Tam bir bedel belirlenmesi kanundan doğmuştur ve bu bedele irtifak kurulurken karar verilmelidir.
Yargitay Hukuk Genel Kurulu 22.02.2012 tarih ve 2011/14-767 E., 2012/97 K.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel de yine objektifkriteriere, taşınmazın niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile saptanmalıdır.”
Hangi tür arazilere geçit hakkı istenebilir?
Geçit hakkı talep edilecek taşınmazın özel mülkiyete tabii ve tapuda kayıtlı olması gerekmektedir
Tapuya kayıtlı olmayan özel mülkiyete tabi araziler, tapu kütüğünde ayrı sayfada kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, kat mülkiyeti tesis edilmiş bağımsız bölümler üzerine zorunlu geçit hakkı kurulabilmesi mümkün değildir. Bu durumları barındırmayan taşınmazlar için irtifak kurulması mümkündür.
YHGK 11.02.1959 tarih ve 1958/14 E. 1959/13 K. sayılı kararında;
“Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların öncelikle tapuya kaydedilmesi, ardından zorunlu geçit hakkı talebinde bulunulması gerekmektedir. Aynı şekilde sicile kayıtlı olmayan taşınmazlar lehine de hakkın tesisi mümkün değildir.”
Geçit hakkının sona ermesi
Zorunlu geçit hakkı daha önce de bahsettiğimiz üzere zaruri bir ihtiyaçtan doğmaktadır. Bu ihtiyacın alternatifi olmadığı durumlarda kurulan geçit hakkı eğer ki bu ihtiyaç ortadan kalkarsa terkin talebiyle ortadan kaldırılabilir.
- Genel olarak
Madde 783- İrtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok
olmasıyla sona erer. - Her iki taşınmaza aynı kimsenin malik olması
Madde 784- Yüklü ve yararlanan taşınmazlara aynı kimse malik olursa, bu kişi, irtifak
hakkını terkin ettirebilir.
Terkin edilmedikçe irtifak, aynî hak olarak varlığını sürdürür. - Mahkeme kararı
Madde 785- Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar
kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir.
Yüküne oranla çok az yarar sağlayan bir irtifak hakkının, bedel karşılığında kısmen veya
tamamen terkini istenebilir.
Yukarıda belirttiğimiz Türk Medeni Kanun maddeleri taşınmaz lehine kurulan irtifak haklarının hangi durumlarda kaldırılabileceğini saymıştır.
GEÇİT HAKKININ KANUNDAN DOĞAN HÜKÜMLERİ
Madde 786- İrtifak hakkı sahibi, hakkının korunması ve kullanılması için gerekli olan
önlemleri alabilir; ancak, hakkını yüklü taşınmazın malikine en az zarar verecek biçimde kullanmak zorundadır.
Yüklü taşınmazın maliki, irtifak hakkının kullanılmasını engelleyecek ya da zorlaştıracak
davranışlarda bulunamaz.
Kanun irtifak hakkı sahibi ve irtifak veren arasında adil ve dengeli bir kullanım sağlanmasını amaçlamıştır. Bu nedenle hak sahibinin de kullanırken özenli davranmasını, taşınmaz malikinin de kullanımı engelleyecek davranışlarda bulunmamasını hükmederek denge sağlamak istemiştir.
Madde 788- Yararlanan taşınmazın ihtiyaçlarındaki değişiklik, yüklü taşınmazın
irtifaktan doğan yükünü ağırlaştıramaz.
Madde 790- İrtifak hakkının kullanılması için gerekli tesislerin bakımı, yararlanan
taşınmaz malikine aittir.
Tesisler yüklü taşınmazın malikine de yararlı ise, bunların bakım giderlerine her iki malik
yararları oranında katılır.
İrtifak kullanımı için gerekli bakım ve zorunlu giderler eğer sadece hak sahibinin yararınaysa tek başına, taşınmazın malikine de fayda sağlıyorsa yararlar oranında giderilmelidir.
Geçit hakkı ile ilgili Yargıtay Kararları
- HUKUK DAİRESİ 2017/3392 ESAS, 2021/1528 KARAR
O halde mahkemece, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak, davacıya ait 152 ada 79 parsel sayılı taşınmaz yönünden değerlendirme yapılarak geçit ihtiyacı içinde olduğunun tespiti halinde lehine geçit hakkı tesisi için alternatif güzergâhlar belirlendikten sonra en uygun güzergâh üzerinde davacının taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
- HUKUK DAİRESİ 2017/38 ESAS, 2020/7344 KARAR
Tapu müdürlüğünün ilgili yazısı doğrultusunda Finike Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/9 Esas, 2005/150 Karar numaralı dosyasında yapılan incelemede, bir kısım tapu kayıt maliklerinin dosyada taraf olarak ekli olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında isimlerinin yanlış yazıldığı, bir kısmının ise ölü olup mirasçılarının davaya dahil edildikleri tespit edilmiştir. Ancak tapu müdürlüğünün anılan yazısında da ismi geçen …,….’ın 1505 parsel sayılı taşınmazda 2003 yılı itibariyle hissedar olmalarına rağmen davaya taraf olarak eklenmedikleri, yargılamanın yokluklarında tamamlandığı ve bu şekilde karar verildiği, kararın bu kişilere tebliğ dahi edilmeden kesinleştirildiği ve bu şekilde taraf teşkili sağlanmadan kesinleştirilen mahkeme kararının da infaz edilemediği anlaşılmıştır.
Tapuya tescili sağlanamayan kesinleşmiş mahkeme kararının tapuya güven ilkesi çerçevesinde hareket eden iyiniyetli üçüncü kişilere karşı bir hüküm ifade etmeyeceği açıktır. 1505 parsel maliklerinden …in hissesini davalı …’na satması ve yargılama sırasında davalı …’nun da hissesini …’a satmasıyla aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazlardan 1505 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin bir kısmının değişmesi nedeniyle Finike Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/9 Esas, 2005/150 Karar sayılı davası ile eldeki davanın her ne kadar sebepleri ve konuları aynı olsa da, taraflarının aynı olmadığı anlaşılmıştır. Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/9 Esas, 2005/150 Karar sayılı kararı eldeki dava açısından maddi anlamda kesin hüküm teşkil edemez. O halde mahkemece, davanın esası yönünden inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Views: 38