SOYKIRIM SUÇU

Soykırım suçu, tanımı itibariyle; ırk, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkar amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle, bu grupların üyelerine karşı kasten öldürme, kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme, grubu tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlama, grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirleri alma, gruba ait çocukları bir başka gruba zorla nakletme fiillerinden birinin işlenmesiyle oluşan suç tipidir. Bu suç türü, Türk Ceza Kanunu madde 76’da düzenlenmekte olup söz konusu suçun faili ve mağduru ise bir milli, etnik, ırki veya dini gruba mensup olan herhangi bir kimse olabilmektedir. Soykırım suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Uluslararası Suçlar kısmında “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Soykırım suçu ile korunmak istenen hukuki değer, belli bir gruba mensup bireylerin maddi ve manevi varlığıdır.

TCK 76/1 ‘Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:

a) Kasten öldürme.

b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.

c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.

d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.

e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.

TCK 76/2 ‘Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır. şeklinde devam etmektedir.

TCK 76/3 ‘Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.’ şeklinde belirtilmiştir.

TCK 76/4 ‘Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.’ şeklinde düzenlenmiştir.

Soykırım suçu aşağıda yer alan beş şekilden birinde gerçekleşirse suç kabul edilir. Bu suç tipini gerçekleşmiş ve tamamlanmış sayılabilmesi için ise aşağıda yer alan beş sonuçtan biriyle neticelenmesi yeterli olmaktadır. Tüm neticelerin gerçekleşmesi gerekmemektedir.

  1. Kasten öldürülmesi,
  2. Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme (işkence, eziyet, zulüm, baskı altına alma)
  3. Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması,
  4. Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması, (örneğin, aynı gruba üye kişilerin yasal olarak evlenmesinin engellenmesi)
  5. Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi fiilleridir.

Bu suç tipleri aslında Türk Ceza Kanunu’nda tek tek ayrı suç tipleri olarak düzenlenmiş olsa da burada kişinin ait olduğu grup, ırk, dil, din, etnik kökeninden dolayı gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. TCK’da bu suç tiplerinin ayrıca yer alması sebebiyle soykırım suçu bileşik suç olarak düzenlenmiştir.

SUÇUN ŞİKAYETE BAĞLILIK DURUMU

Suç tipi kanunda ayrıca belirtilmediği için takibi şikayete bağlı değildir. Soruşturma ve kovuşturulması re’sen yürütülür. Cumhuriyet savcısı gerçekleşen fiili öğrendiği andan itibaren re’sen araştırma ve soruşturma yürütebilir.

SUÇUN UZLAŞTIMAYA TABİLİK DURUMU

Türk Ceza Kanunu’nda soykırım suçu için uzlaştırma yolu düzenlenmemiştir.  Soykırım suçu soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı olan bir suç olmaması sebebiyle ve CMK’nın 253. maddesinde sayılan katalog suçlardan biri de değildir. Dolayısı ile bu suç bakımından uzlaştırma yoluna gidilmesi mümkün değildir.

İŞLENİŞ ŞEKLİ BAKIMINDAN SOYKIRIM SUÇU

          Soykırımsuçu, ancak kasten işlenebilir ve suçun işlenebilmesi için özel kast gerekmektedir. Bu fiili planlayarak ve isteyerek yapması yeterlidir. Özel kastın varlığını belirlemek için fiile bakılacaktır. Aynı gruba yönelik fiillerin birbirine benzerlik ve yaygınlığı, faillerin olay öncesi ve sonrasında sarf ettiği sözler, almış olduğu tavırlar, kullanılan araçlar, verilen fiziki zarar, öldürmenin gerçekleştirme şekli, fillere yol açan genel siyasi söylem, aynı yörede yaşayan gruplardan birisi hedef alınırken diğerlerine dokunulmaması gibi hususlar göz önüne alınacaktır.

SOYKIRIM SUÇUNDA DAHA AZ VE DAHA ÇOK CEZAYI GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLERİ

          Türk Ceza Kanunu’nda, Soykırım suçu için daha az veya daha çok cezayı gerektiren nitelikli haller ayrıca düzenlenmemiştir.

ETKİN PİŞMANLIK MÜESSESESİ

Etkin pişmanlık müessesesi kanunda her suç tipi için düzenlenen bir müessese değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir. Kanunda Soykırım suçu için bir etkin pişmanlık düzenlemesi bulunmamaktadır.

SUÇUN TABİ OLDUĞU İNFAZ REJİMİ

Soykırım suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi olmakla beraber yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Soykırım suçunun cezası TCK 76. maddesi gereği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.

Soykırım suçu, takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde olan suçlardan değildir. Bu sebeple, suçun takibi için herhangi bir şikayet süresi yoktur. Suç, dava zamanaşımı süresinde olmak şartıyla her zaman soruşturma ve kovuşturma konusu yapılabilir.

Türk Ceza Kanunu’nun 76. Maddesine göre “Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.” Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere soykırım suçunda dava zamanaşımı işlememektedir.

Türk Ceza Kanunu gereği adli para cezası, 1 yıl veya altında olan hapis cezaları adına verilmekte olup hapis cezasının paraya çevrilmesidir. Soykırım suçunun hapis cezası, adli para cezasına çevrilemez.

Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 2 yıl veya altında olan hapis cezaları için verilmekte olup kamu kurumu veya kuruluşları aleyhine bir zarar doğmadığı takdirde verilen hapis cezası miktarı itibariyle sanık hakkında verilen hapis cezası miktarı itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Soykırım suçu nedeniyle hükmedilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkün değildir.

Türk Ceza Kanunu’na göre hapis cezasının ertelenmesi kararı, hükümlünün almış olduğu cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçmesidir. Soykırım suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkün değildir.  

5275 sayılı İnfaz Kanunu’na göre, 30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçlarda, hükümlü kimsenin denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için açık ceza infaz kurumunda bulunması veya bu kuruma ayrılmaya hak kazanması ve iyi halli olması gerekmektedir Soykırım suçu denetimli serbestlik uygulamasına da elverişli bir suç tipi değildir.

SOYKIRIM SUÇU ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

(Yargıtay 3. Ceza Dairesi  2017/19933E.   2018/14601K.)

Gereği görüşülüp düşünüldü:

1)Sanık … hakkında mağdur …‘e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,

2)Sanık … hakkında mağdur …‘a yönelik kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a) Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen basit kasten yaralama suçunun takibi şikayete bağlı suçlardan olması ve mağdurun 14.01.2015 tarihli celsedeşikayetten vazgeçmesi karşısında, sanıktan 5237 sayılı TCK’nin 76/3. maddesi gereğince vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

b) Sanığın aşamalarda tehdit suçlamasını kabul etmemesi, olay hakkında bilgi ve görgüsü olan soruşturma aşamasında beyanı alınmayan, sadece kovuşturma aşamasında dinlenen tanık … … mağdurun eşi olması ve sanığın soruşturma aşamasında olaya eşinin tanık olduğunu belirtmemesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı delil bulunmadığı halde, sanığın atılı tehdit suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 08.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/4404E.  2018/12130K. )

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen basit kasten yaralama suçunun takibi şikayete bağlı suçlardan olduğu ve müşteki … vekilinin hükümden sonra, 21.03.2018 tarihli dilekçesi ileşikayetten vazgeçtiğini bildirdiği hususu da dikkate alınarak, sanıktan 5237 sayılı TCK’nin 76/3. maddesi gereğince vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Yargıtay 3. CD   2017/8784E.   2018/4815K.)

Gereği görüşülüp düşünüldü:

1)Sanık … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarihli ve 2009/13-12 sayılı kararı uyarınca, sanık hakkında verilen 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz mercii tarafından tetkik edilmek üzere, dosyanın temyizen incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

2)Sanık … hakkındaki düşme kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarına gelince;

a) Katılan …‘un 07/11/2014 tarihinde talimat mahkemesinde verdiği “davaya katılmak isterim, olay nedeni ile maddi bir zararım olmamıştır, sanık …‘la uzlaşmak isterim ancak …‘la uzlaşmak istemem” şeklindeki beyanlarının şikayetten vazgeçme niteliğinde olduğu noktasında tereddüt oluşturduğu dikkate alınarak katılanın şikayetinden vazgeçip vazgeçmediği ve sanığın 5237 sayılı TCK’nin 76/3. maddesi gereğince vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

b) Sanığın üzerine atılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesine göre ve yasa değişikliğinden önce uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla; sanık ile mağdur arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Views: 2