İCRA TAKİBİNE İTİRAZ DAVASI(KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ)

Türk Ticaret Kanunu uyarınca kambiyo senetleri sınırlı sayıda sayılmıştır. Kanun uyarınca kambiyo senetleri; poliçe, bono ve çekten oluşmaktadır. Kambiyo senetleri asıl borç kapsamında düzenlenmekte olup asıl borçtan bağımsız, kayıtsız ve şartsız ödeme taahhüdü içeren kıymetli evraklardır. Kambiyo senetlerinin hamilinin, kambiyo senetlerine özgü olan alacağını tahsil edememesi üzerine İcra ve İflas Kanunun uyarınca kambiyo senetlerine özgü icra takibi (İİK 168-170b) düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre hamil, kambiyo senedine dayanan alacağının tahsili için ilgili maddeler doğrultusunda ilgili icra dairesinden kambiyo senetlerine özgü olarak takip talep edebilecektir. 
Hakkında aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılan borçlu taraf, ödeme emrinin kendisine tebliğinden başlamak üzere 10 gün içerisinde borcu ödemekle mükelleftir. Ancak borçlu tarafından icra takibinin haksız olarak başlatıldığı düşünülüyor ise borçlu tarafından ilgili icra mahkemesine süresi içerisinde kanunen öngörülen itiraz yoluna başvurularak takibe itiraz edilmelidir. İtiraz, kanun uyarınca borca veya imzaya itiraz şeklinde iki şekilde yapılabilmektedir. Kambiyo senedine özü icra takibinde takibe dayanılan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olup olmadığına ilişkin itiraz ödeme emrinin tebliğinden 5 gün içerisinde şikâyet yoluyla mümkün olabilmektedir. Bu durumun nedeni ise senedin kambiyo senedi vasfına haiz olup olmadığının tespitinin yetkili hamil tarafından senedin sorumlusuna karşı icra takibi başlatıldıktan sonra yetkili icra müdürü tarafından incelenmesinin gerekmesidir. 
Aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılan senet sorumlusu, İcra ve İflas Kanunun 169-170 maddeleri doğrultusunda itiraz etme hakkı mevcuttur. Borçlu, İİK m.169 ve İİK m.169-a hükümleri doğrultusunda borca; İİK m.170 hükmü doğrultusunda ise imzaya itiraz edebilecektir.

KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ İCRA TAKİBİNDE BORCA İTİRAZ
Borçlu tarafından aleyhine olarak kambiyo senedine özgü başlatılan icra takibinde borca itirazını düzenleyen İİK m.169 ve İİK m.169-a hükümlerine göre;
Borca itiraz: Madde 169 – (Değişik: 18/2/1965-538/82 md.)
Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.
İtirazın incelenmesi: Madde 169/a – (Ek: 18/2/1965-538/83 md.) (Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/46 md.)
İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. (Değişik ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/46 md.) İcra mahkemesi hâkimi, borçlunun itiraz dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği belgelerden borcun itfa veya imhal edildiği veya senedin metninden zamanaşımına uğradığı veya borçlunun borçlu olmadığı yahut icra dairesinin yetkili olmadığı kanaatine varırsa, daha evvel itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/32 md.) Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkar edilirse, icra mahkemesi hakimi, 68/a maddesindeki usule göre yapacağı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde, borçlunun itirazının kabulüne karar verir ve alacaklıyı, sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahküm eder. Alacaklı birinci fıkra gereğince çağrıldığı duruşmaya gelmediği takdirde icra mahkemesi hakimi alacağın itiraz edilen kısmı için icranın muvakkaten durdurulmasına karar verir. Bunun üzerine alacaklı en geç altı ay içinde icra mahkemesi önünde duruşma talep ederek makbuz altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmek suretiyle, takibin devamına karar alabilir. İcra mahkemesi, imzanın alacaklıya ait olmadığına karar verirse borçluyu, sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahküm eder.
İcra hâkimi, borçlunun zamanaşımı itirazını alacaklının ibraz ettiği kambiyo senedindeki tarihe göre varit görür ve alacaklı da zamanaşımının kesildiğini veya tatil edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edemezse, itirazın kabulüne; aksi halde reddine karar verir.
İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açmak hakkı mahfuzdur. Alacaklı, genel mahkemede dava açarsa, inkâr tazminatı ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan inkâr tazminatı ve para cezası kalkar.
(Ek fıkra: 9/11/1988-3494/32 md.) (Değişik birinci cümle: 17/7/2003-4949/46 md.) Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi hâlinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.
(Değişik son fıkra: 2/3/2005-5311/13 md.) İtirazın reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması, hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Şu kadar ki, borçlu 33’üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre teminat gösterirse icra durur.
Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile yapılan takipte ise borçlu tarafından itiraz edilmek istendiği takdirde kanunun öngördüğü şekilde takibe itiraz edilebilecektir. İİK m.172 hükmünde kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe karşı yapılan itiraz usulü düzenlenmiştir. Kanun maddesine göre, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takipte itiraz, ödeme emrinin borçlu tarafa tebliğinden başlayarak 5 gün içerisinde borçlu tarafından iflas davasına bakan yetkili asliye ticaret mahkemesi tarafından incelenmek üzere yetkili icra dairesine yapılabilir. Borçlu tarafından yapılan itirazın yazılı bir dilekçe ile yapılması gerekmektedir. Dilekçenin yazılı bir dilekçe ile yapılmaması itirazın esasının incelenmeden reddedilmesine ve kambiyo senedine özgü iflas yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi sonucu doğuracaktır. Usulüne uygun olarak kambiyo senedine özgü iflas yoluyla takibin yapılması ise iflas takibini durdurmaktadır. Borçlu tarafın kambiyo senedine özgü iflas yoluyla takibe itiraz etmesi sonucu alacaklı olan taraf asliye ticaret mahkemesine iflas davası açabilecektir. Borçlu tarafın itirazının yerinde bulunmadığı takdirde mahkeme, borçlu tarafın iflasına karar verecektir. Borçlu olan tarafın iflas kararından kurtulabilmesi için borçlunun kambiyo senedine dayanan borcunu faizi ve giderleri ile birlikte alacaklıya ödemesi ve mahkemenin vereceği depo kararı çerçevesinde borç miktarını mahkeme veznesine yatırması gerekecektir. İİK m.172 ve devamı hükümlerine göre;
Madde 172 – (Değişik: 18/2/1965-538/87 md.)
Ödeme emrine itiraz veya şikâyet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.
Madde 174 – (Değişik: 18/2/1965-538/89 md.)
Alacaklı, borçlunun itiraz ve şikayetinin kaldırılmasını ve iflasına karar verilmesini ticaret mahkemesinden isteyebilir. Mahkeme 158 inci madde uyarınca iflas davasını karara bağlar.
KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ İCRA TAKİBİNDE BORCA İTİRAZ EDİLEBİLECEK DURUMLAR
Aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılan borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı takibin haksız olması nedeniyle tebliğ edilmesinden itibaren 5 gün içerisinde itiraz için icra mahkemesine başvurabilecektir. Borçlu olan tarafın borca itiraz konusu;
• Borcun imhal edilmesi
• Borcun itfa edilmesi
• Borcun olmaması, borçlu olunmaması
• Borcun zamanaşımına uğraması
• Takibi yapan icra dairesinin yetkili icra dairesi olmaması
Olabilecektir. İcra ve İflas Kanunun 168/5 hükmünde belirtildiği üzere “İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde 75 inci maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı.” Söz konusu durumların varlığı öne sürülerek borca itiraz edilebilecektir. Borçlu taraf, icra takibine ilişkin itirazını yalnızca takibe konu senetten anlaşılan itiraz sebepleri kapsamında ileri sürebilecektir.
KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ İCRA TAKİBİNDE İMZAYA İTİRAZ
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında borçlu tarafından imzaya itiraz için İcra ve İflas Kanunun 170. Maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Buna göre;
Madde 170 – (Değişik: 9/11/1988-3494/33 md.) Borçlu,168 inci maddenin 4 numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.
İcra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede,borçlunun itiraz dilekçesi kapsamından veya eklediği belgelerden edindiği kanaata göre itirazı ciddi görmesi halinde alacaklıya tebliğe gerek görmeden itirazla ilgili kararına kadar icra takibinin geçici olarak durdurulmasına evrak üzerinde karar verebilir.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/47 md.) İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. İnkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması hâlinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.
(Değişik birinci cümle: 17/7/2003-4949/47 md.) İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi hâlinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar.
KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ TAKİPTE İTİRAZ İÇİN ZAMANAŞIMI
Aleyhine kambiyo senetlerine özgü olarak icra takibi başlatılan senet sorumlusu, icra takibinin haksız olarak başlatıldığını ve ilgili borca veya imzaya ilişkin itirazının mevcut olduğu durumlarda; icra takibine ilişkin ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği günden başlamak üzere 5 gün içerisinde yetkili icra mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilecektir. 5 günlük itiraz süresi, hak düşürücü süre niteliğinde olması sebebiyle mahkeme tarafından re ’sen dikkate alınacaktır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2015/1074, K. 2015/10130, T. 17.04.2015;
“…Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca itirazın İİK’nın 168/5. maddesi gereğince yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Bu süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, mahkemece re’ sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçluya gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri, 08.07.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu 17.07.2014 tarihinde yasal 5 günlük süreden sonra borca itirazda bulunmuştur. Adı geçene ilişkin şikayet dilekçesinin incelenmesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair bir başvuruda bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle borçlunun icra mahkemesine başvurusu yukarıda açıklanan madde hükümlerine göre yasal süresinde değildir.
O halde mahkemece, itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir…”
Kanunen öngörülen ve hak düşürücü süre niteliği bulunan 5 günlük itiraz süresi, borçlu tarafından kaçırıdığı takdirrde; süenin borçlu taarafın kusuru dışında kaçırılması takdirinde borçlu taraf, icra amahkemesine engelin oratadan kalktığı anda 3 günlük süre içerisinde itiraz etmesine engel mazaret ile birlikte itiraza ilişkin dilekçesi ile icra mahkemesine başvuracaktır.

KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ İCRA TAKİBİNDE İTİRAZDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Kambiyo senetlerine özgü icra takibinde kendisine tebliği edilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz etmek isteyen borçlu tarafın itirazda bulunacağı görevli mahkeme icra mahkemesidir. Borcu taraf, dilekçe ile senetten anlaşılacak hususlar kapsamında icra mahkemesine itirazını iletebilecektir.
Kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetkili mahkeme ise ilgili icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer olacaktır. Bu hususta HMK uyarınca kesin yetki bulunmamakla birlikte itiraz davalı yani alacaklının yerleşim yeri icra mahkemesine de yapılabilecektir.
KAMBİYO SNETLERİNE ÖZGÜ İCRA TAKİBİNDE YARGILAMA USULÜ
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında ödeme emrine borçlu tarafından yapılacak olan itiraz, icra mahkemesine dilekçe ile yapılmalıdır. Bu hususta itirazın dilekçe ile yapılması zorunlu olmakta, itirazın dilekçe ile değil sözlü olarak yapılması söz konusu ise talep reddedilerek takip kesinleştirilmektedir.
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında ödeme emrine borçlu tarafından yapılacak olan itiraz, genel haciz yoluyla icra takibine yapılan itirazdan farklı olarak icra takibini durdurmayacaktır. Yani borçlu tarafın icra mahkemesine yapmış olduğu borca karşı itiraz, icra takibini kendiliğinden durdurmayacak yalnızca icra takibine ilişkin satış işlemini duruduracaktır. Takip kapsamında haczedilen malların satış işlemi itirazın varlığında satılamayacak ve satılmış malların bedeli alacaklı tarafa ödenemeyecek icra dairesinin veznesinde karara verilinceye kadar bekletilecektir. Borca itiraz ile icra takibinin geçici olarak durdurulmasını isteyen borçlu taraf, talebini icra mahkemesine iletebilecek; ayrıca icra mahkemesinin takibe konu senetten anlayabileceği sebeplerin varlığında mahkeme de re’ sen takibin itiraza ilişkin karar verilinceye kadar durmasına karar verebilecektir. İcra mahkemesi tarafından verilecek olan itirazın geçici durmasına ilişkin karar, ihtiyâri karar niteliğindedir.
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında yapılan itirazın yargılaması, İcra ve İflas Kanunu uyarınca icra mahkemesi tarafından duruşmalı olarak yapılmak zorundadır. Hakim, itirazın incelenmesi için takibe ilişkin itirazın taraflarını en geç 30 gün içerisinde duruşmaya çağırır, tarafların duruşmaya gelmemeleri söz konusu olursa hakim, tarafların yokluğunda da itiraza ilişkin karar verebilecektir.
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında borçlu tarafça borca veya imzaya itiraz edilmesi sonucunda mahkeme tarafından itirazın kabulüne karar verildiği takdirde İcra ve İflas Kanunu uyarınca alacaklı tarafın icra takibini kötü niyetli ve haksız olarak başlatması halinde alacaklı aleyhine takibe konu senet bedelinin en az %20’si kadar icra- inkâr tazminatına hükmedilebilecektir. Alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için borçlu tarafın itiraza konu dilekçesinde tazminat talep etmesi gerekecektir.
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında borçlu tarafça borca itiraz edilmesi sonucunda mahkeme tarafından itirazın geçici durdurulması üzerine alacaklı taraf haklı bulunarak itirazın reddine karar verildiği takdirde; yine alacaklı tarafının talep etmesi üzerine borçlu aleyhine mahkeme tarafından takibe konu senet bedelinin en az %20’si kadar icra- inkâr tazminatına hükmedilebilecektir. Ayrıca mahkeme tarafından itiraz haksız bulunur ve itiraz reddedilirse takip devam edecek ve borçlu taraf, mahkemenin karar vermesinden itibaren 3 gün içerisinde mal beyanında bulunmak zorunda kalacaktır. İtirazın reddedilmesi üzerine 3 gün içerisinde mal beyanında bulunmayan borçlu taraf hakkında tazyik hapsine hükmedilebilecektir.
Kambiyo senetlerine özgü icra tkibinde borçlu tarafa ilişkin imzaya itiraz edilmesi halinde mahkeme tarafından imzanın borçluya ait olduğuna kanaat getirilerek itirazın reddine ilişkin karar verilmesi durumunda ise haksız olarak icra takibine itiraz borçlu taraf aleyhine yine alacaklı tarafının talep etmesi üzerine borçlu aleyhine mahkeme tarafından takibe konu senet bedelinin en az %20’si kadar icra- inkâr tazminatına hükmedilebilecek ve imzaya haksız olarak ititaz eden borçlu taraf aleyhine takibe konu senet bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilecektir. Yine mahkeme tarafından itiraz haksız bulunur ve itiraz reddedilirse takip devam edecek ve borçlu taraf, mahkemenin karar vermesinden itibaren 3 gün içerisinde mal beyanında bulunmak zorunda kalacaktır. İtirazın reddedilmesi üzerine 3 gün içerisinde mal beyanında bulunmayan borçlu taraf hakkında tazyik hapsine hükmedilebilecektir.
Takibe itiraz eden borçlu tarafın talebinin reddedilmesi üzerine takibe devam edilir. Ancak borçlu tarafın genel mahkemelerde dava açma hakkı saklı kalmaktadır. Borçlu taraf, genel mahkemelerde dava açtığı takdirde (menfi tespit-istirdat) hakkında aleyhine hükmedilen tazminat dava sonuçlanıncaya kadar durdurulacaktır.
İcra mahkemesinin Kambiyo senetlerine özgü icra takibi kapsamında borçlu tarafça itiraz kapsamında vereceği karar istinaf edilebilecektir. Ancak kararın istinaf edilmesi icra takibine ilişkin hiçbir işlemi durdurmayacaktır. İcra takibine ilişkin işlemlerin satış vs. durdurulabilmesi için borçlu tarafından mahkemece öngörülen teminatın yatırılması gerekecektir.

KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ İCRA TAKİBİ İÇİN İTİRAZ İLE İLGİLİ ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
Hukuk Genel Kurulu 2017/276 E. , 2020/695 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

  1. Taraflar arasındaki “takibin iptali” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Tunceli İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
  2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
  3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi:

  1. Borçlu 10.09.2014 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senette, vade tarihinin senedin üst kısmında ödeme günü olarak gösterilen bölümünde 15.04.2014, senedin yazıyla yazılan kısmında ise vade tarihinin 13.08.2013 yazıldığını, senette çift vade olduğundan kambiyo vasfını kaybettiğini, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, ayrıca alacaklı ile aralarında takip konusu senet nedeniyle ticari bir ilişki bulunmadığından borca itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibinin iptali ile alacaklı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir
    Alacaklı Cevabı:
  2. Alacaklı vekili yazılı beyanda bulunmamış, 10.10.2014 tarihli duruşmadaki beyanında; düzenlenme tarihinin bononun üst kısmına da yazılmış olmasının sehven yapılmış bir hata olduğunu savunarak şikâyetin reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararı:
  3. Tunceli İcra (Hukuk) Mahkemesinin 30.12.2014 tarihli ve 2014/25 E., 2014/42 K. sayılı kararı ile; takibe konu senedin üst kısmında ödeme günü 15.04.2014, senet metninde ise vade tarihinin 13.08.2013 olarak gösterilmiş ise de, senedin düzenleme tarihinin 13.08.2013 olduğu gözetildiğinde senet metnine düzenleme tarihinin sehven vade tarihi olarak yazılmış olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 778. maddesinin atfı ile uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesinin 2. fıkrası anlamında bonoda çeşitli vadeler bulunmadığı, borçlunun resmî veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile borca itirazını ispatlayamadığı gerekçesiyle borçlunun kambiyo şikâyetinin ve borca itirazının reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
  4. Tunceli İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
  5. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 13.10.2015 tarihli ve 2015/12186 E., 2015/24272 K. sayılı kararı ile;
    “… Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda, borca itirazının yanı sıra, takip dayanağı bonoda çift vade bulunduğunu, bu nedenle kambiyo senedi vasfında olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; ‘borca itirazın ispatlanamadığı, senet metninde düzenleme tarihi sehven vade tarihi olarak yazıldığından çeşitli vadeler bulunduğundan söz edilemeyeceği’ gerekçeleri ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    İİK’nın 170/a-2.maddesi gereğince, icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla,usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen dikkate alır.
    Takip dayanağı senedin düzenleme tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 703.maddesine aykırı olarak çift vadeli olarak düzenlenen senetler bono vasfında sayılamaz.
    Somut olayda, takip dayanağı senette, ‘ödeme günü’ başlığı altında 15.04.2014 tarihinin yazılı olduğu, senedin metin kısmında ise 13.08.2013 tarihinin yazılı olduğu, bu haliyle söz konusu senedin çift vade taşıdığı görülmektedir. Çift vadeli senet kambiyo senedi vasfında olmadığından bu belgeye dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamaz.
    O hâlde mahkemece; İİK’nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
  6. Tunceli İcra (Hukuk) Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2016/17 E., 2016/15 K. sayılı kararı ile; Özel Dairenin 29.06.2015 tarihli ve 2015/8038 E., 2015/18134 K.; 04.06.2015 tarihli ve 2015/6753 E. 2015/15552 K. ile 18.01.2016 tarihli ve 2015/3246E., 2016/1084 K. sayılı kararlarında tanzim tarihinin tediye tarihinde tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği, aksinin kabulünün aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağının ifade edildiği gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
  7. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

  1. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin çift vadeyi içerip içermediği, çift vadeyi içerdiğinin kabulü hâlinde kambiyo vasfının bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre icra takibinin iptaline karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

  1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 167. maddesinin 1. fıkrasına göre alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi için alacağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir. İİK’nın 168. maddesinin 3 ve 170/a maddesinin 1. fıkrasına göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlu ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine başvurarak, takibe dayanak senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep edebilir. İİK’nın 170/a maddesinin 2. fıkrasına göre süresinde yapılmak kaydıyla borçlu tarafından başka bir şikâyet veya itirazda bulunulması ile bu husus icra mahkemesince kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınır. Bu inceleme sonucunda icra mahkemesi takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı kanısına varır ise icra takibinin iptaline karar verir. Ancak İİK’nın 170/a maddesinin son fıkrasına göre her ne suretle olursa olsun imza inkârı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.
  2. Diğer senetlerden ayrılabilmesi için kıymetli evrak özel şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Sıkı şekil şartları en katı tarzda kambiyo senetlerinde görülür. Güven ihtiyacının bir sonucu olarak kıymetli evrakta modern hukukun ve özellikle ticaret hukukunun kabul ettiği şekilsizlik prensibinden ayrılınmıştır. Kıymetli evraka hâkim sert şekil şartlarına bağlılık olgusu ortaya “ senet nasılsa ve ne diyorsa ona göre işlem yapılır”, yani kıymetli evrakta senet metni ve şekil şartları tarafların muhtemel iradelerine ve senet dışındaki olaylara göre yorumlanamaz ilkesini çıkarır (Poroy, R./ Tekinalp,Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları. 15. B. İstanbul 2001, s.29). Kambiyo senetlerinde “sıkı sıkıya şekle bağlılık” geçerlidir. Ticari senet kendisi ile ilgili gerekli bilgiyi münhasıran kendisi vermelidir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s. 370).
  3. TTK’nın 776. maddesine göre bono veya emre muharrer senet, senet metninde bono veya emre yazılı senet kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adını, düzenleme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içermelidir. Sıralanan bu kayıtlar bononun zorunlu ve geçerliliğini etkileyecek olan zorunlu unsurlardır. Zorunlu unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.
  4. TTK’nın 777. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bononun alternatif zorunlu unsurları ise düzenleme yeri ve ödeme yeridir. Kanun koyucu bu unsurların bonoda yer almasının zorunlu olduğunu ancak bunların bonoda bulunmaması hâlinde alternatif olarak bonodaki başka unsurların bunların yerine geçeceğini, böylece senedin bono niteliğini kaybetmeyeceğini kabul etmiştir.
  5. Vade ise isteğe bağlı unsurlardandır. Bonoda vadenin gösterilmesi zorunlu olmayıp TTK’nın 777. maddesinin 2. fıkrasına göre “vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.”
  6. Bonoya konulabilecek vade türleri TTK’da sınırlı sayıda sayılmıştır. TTK’nın 778. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesinin 1. fıkrasına göre bono dört türlü vadeyi içerebilir. Bir bono görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, düzenleme gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde ödenmek üzere düzenlenebilir. TTK’nın 703. maddesinin 2. fıkrasına uyarınca “vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri gösteren poliçeler batıldır.”
  7. Aynı bonoda birbirinden farklı iki vadenin bulunması geçersizlik sebebidir (Öztan, s. 482). Vade ile senedin düzenleme tarihinin aynı olması senedin bono niteliğini ortadan kaldırmaz (Poroy, R./ Tekinalp,Ü., s.119). Bonoda vade tarihi ve düzenleme tarihinin aynı tarih olmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır.
  8. Vade kaydının senet metni içinde bulunması şart değildir. Keşidecinin imzası bulunmak kaydı ile vade senedin üzerinde herhangi bir yere konulabilir. Başka bir anlatımla keşidecinin imzasının örttüğü durumlarda vade kaydının yerinin önemi bulunmamaktadır (Öztan, s. 492)
  9. Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin incelenmesinde düzenleme tarihinin 13.08.2013 yazıldığı, senet metni içerisinde vade tarihinin 13.08.2013 yazıldığı, senedin üst kısmında ödeme günü olarak 15.04.2014 yazıldığı görülmektedir.
  10. Bu durumda senet metni içerisinde bilinçli olarak vade tarihinin 13.08.2013, senedin üst kısmında ise ödeme tarihinin 15.04.2014 yazıldığı gözetildiğinde, senette çift vade bulunduğunun ve TTK’nın 778. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesinin 2. fıkrasına göre senedin batıl olduğunun kabulü gerekir.
  11. Şu hâle göre kambiyo vasfı bulunmayan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından İİK’nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekir.
  12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bono metni içine yer alan vade tarihinin bono düzenleme tarihinin tekrarı olduğu, çift vade olarak kabul edilmesi aşırı şekilcilik olduğundan direnme kararının uygun olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
  13. O hâlde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.09.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
  14. Hukuk Dairesi 2018/4658 E. , 2018/4032 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, borçlular hakkında … 9. İcra Müdürlüğü 2016/87747 Esas sayılı dosyasından altı adet bono alacağına istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçluların süresinde yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili … 12. İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 10 ödeme emrinin borçluların her ikisine de 16/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların icra mahkemesine başvurusunda takibe konu 30/09/2014 ve 30/10/2014 vade tarihli senetlerin ödendiğini, 30/11/2014 vade tarihli 15.000 TL bedelli belge için de kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmış ise de söz konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığını, borçlulardan …’ın senetlere sadece şirket yetkilisi olarak imza attığını, senet borçlusunun sadece şirket olduğundan bahisle borca itiraz ederek takibin iptalini talep ettikleri mahkemece, borçluların itirazını beş günlük yasal sürede yapmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz, İİK’nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Somut olayda, takip dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrinin 16/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 18/05/2016 tarihinde olduğu dolayısıyla yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emri tebliğ tarihine göre yapılan itirazın süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, borçluların itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  1. Hukuk Dairesi 2021/10487 E. , 2022/4250 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı icra takibine karşı borçlunun, sair şikayetleri ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nın 170/a maddesi uyarınca icra mahkemesi, süresinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin dayanağı olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak, bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre, borçlunun İİK’nın 168. maddesi uyarınca yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkı bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin, İİK’nın 170/a maddesi uyarınca re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.
6102 sayılı TTK’nun 776/1-a maddesi gereğince, senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesi ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi içermesi gerekir.
Öte yandan,senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet”, “poliçe” ve “çek” kelimesi unsuru bulunmayan dayanak belge bono, poliçe veya çek olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nun 776/1-a, 671/1-a ve 780/1-a maddelerinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senette “… bu senedim …. mukabilinde” ibaresi mevcut olup, “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini içermemektedir. Bu durumda, takibe konu belgenin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, borçlunun İİK’nun 170/a maddenin son fıkrası anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de söz konusu olmadığına göre, İİK’nun 170/a-son maddesi hükmünün uygulama yeri de yoktur.
O halde, İİK’ nun 170/a-2. maddesi gereğince, takibe konu belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı hususu re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince istemin reddi yönünde hüküm tesis edilmesi ve borçlunun istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 02/09/2021 tarih, 2021/1228 E. – 2021/1197 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, … 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 11/03/2021 tarih, 2021/10 E. – 2021/90 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.


Views: 185